MAÇIN normal süresi neredeyse tükenmek üzeredir.
“Gol” sesi henüz yok.
Taraftarın sabrı giderek azalır.
Seyirci başlar "Coşkun, gol gol gol" diye bağırmaya.
Hedef, takımın 'gol umudu’ Coşkun’u ‘ateşlemektir.'
'Gol' atıncaya ya da maç bitinceye kadar sürer bu dilek.
BAYBURTLU COŞKUN, ERZURUMSPORLU OLUYOR
Bazıları hemen Coşkun’un kim olduğunu çözdü.
Ama bir başkaları için açıklama yapalım:
Gol kralı Coşkun Birdal’dan söz ediyoruz.
Memleketi olan Bayburt'ta 1996- 97 sezonunda 12 gol atan Coşkun, ertesi yıl şampiyonluk hesapları yapan mavi- beyazlı kulüptedir.
Cemal Polat Başkan, Sadi Tekelioğlu da teknik direktördür.
Lige iyi başlayan Erzurumspor, 24 yaşındaki yıldız futbolcusu Coşkun Birdal’ı Türk futbol dünyası ile tanıştırır.
Erzurumspor’da ilk sezonunu çok başarılı geçiren Coşkun, şampiyonlukla kucaklaşır.
Mavi- beyazlı takım şimdiki süper lige çıkarken o sezon (1997-98) Coşkun, rakip fileleri 21 kez havalandırır.
ADINA MARŞ YAZILDI
Coşkun, sadece golleriyle gönüllere girmez.
Mütevazi kişiliği, çalışkanlığı ile Dadaşların sevgilisi olur.
Şöhret ve başarı karşısında şımarmayan Coşkun’a olan sevgi, çığ gibi büyür.
Belki de Erzurumspor tarihinde adına marş yazılan tek futbolcudur.
Ali Haydar Kırbaç'ın kaleme aldığı 'Erzurumspor marşı'nda bakın 'Kral Coşkun' için şu dizeler yer alır:
"COŞKUN sel olup akar
Palandöken'in karı
Liglerde fırtına var
Eser Dadaş rüzgarı."
BİR ZAMANLAR BİZİ COŞKUN COŞTURURDU
Attığı gollerle Erzurumspor'un şampiyonluk hasretine son veren Coşkun Birdal, ikinci ligden A Milli takıma çağrılan ilk futbolcu unvanını da alır.
Erzurumspor'un Süper Ligdeki ilk sezonunda Coşkun değil, adeta bir fırtına eser.
Oynadığı 30 maçta Coşkun, 18 gol atmayı başarır.
Her iki ayağını kullanan ve o yıllarda yaptığım bir röportajda, "Daha kafa gollerime sıra gelmedi" diyen Coşkun, büyük kulüplerin transfer teklifi ile tanışır.
Fenerbahçe, Beşiktaş'ın transfer listesine giren Coşkun, üçüncü sezonun ilk devresinde mali sıkıntı yüzünden Erzurum'a ve mavi- beyazlı formaya veda eder.
Hem de o günlerin en flaş transfer ücretini (Bir milyon dolar) kulübe kazandırarak Coşkun, Konya'nın yolunu tutar.
O gün de yapıldı, bugün de hala tartışılır:
“Coşkun’u keşke satmasaydık.”
Hatta bazıları daha ileri gider:
“Coşkun satılmasaydı, Erzurumspor küme düşmezdi.”
Ama hangi kulübe giderse gitsin, futbol piyasası o’nu ‘Erzurumsporlu Coşkun’ olarak bildi.
ERZURUMSPOR, MANİSA, ANTALYA, ESKİŞEHİR VE DİYARBAKIR’A GOLLERİ İLE ŞAMPİYONLUK YAŞATIR
Konya’dan bir sezonda 16 gol attıktan sonra Coşkun Birdal, Denizlispor’dadır.
İki sezonda 24 gol attıktan sonra Vestel Manisaspor’a geçer.
Manisaspor’da 18 gol atan Coşkun, 2004- 2005 sezonunda ikinci şampiyonluğu yaşar.
Coşkun’un Ege’den Akdeniz’e yolculuğu Antalyaspor’da devam eder.
İki sezonda 27 gol atan Coşkun, üçüncü şampiyonluk kupasını 2005- 2006 sezonunda Antalyaspor adına kaldırır.
Coşkun, 2007- 2008 sezonunda ise Eskişehirspor’dadır.
Kırmızı şimşekler adına tek sezonda 20 gol atan Coşkun dördüncü, ertesi sezon da Diyarbakırspor’la beşinci şampiyonluğu yakalar.
PENDİKSPOR’DAN SONRASI YOK…
Beş kez süper lige çıkışın heyecan ile mutluluğunu yaşan Coşkun Birdal artık İstanbul’dadır.
2010 ve 2011 sezonlarında Coşkun, Pendikspor’da oynar.
Futbol Federasyonu sitesinde 2011’de sözleşmesi biten ve 15 yılda 150’ye yakın golde imzası bulunan Erzurumsporlu Coşkun, yaş olarak da 40’a merdiven dayar.
Bir röportajında okumuştum.
"Erzurumspor’da futbolumun zirvesine çıktım" diyen Coşkun Birdal, şunları söylemişti:
“Denizli'de, Antalya'da veya futbol oynadığım diğer şehirlerde Türkiye'nin her yanında olduğu gibi bir futbol sevgisi var. Ama hiçbirisinin ortamı Erzurum'daki gibi değil. “
Böylesine vefalı bir sporcu olan Kral Coşkun, bilemiyoruz belki de futbola sessiz sedasız veda etti.
Her halde benim gibi düşünen fazladır:
Keşke Erzurumspor var olsaydı ve Coşkun’a Erzurum’daki şimdiki o görkemli statta jübile yapsaydık.
Yakışmaz mıydı?
Yakışırdı, hem Erzurumspor’a hem de Coşkun’a…