Bu defa yine bir çoğumuzun önünden geçip gittiği; ama aklının ucundan dahi geçirmediği bir Türbe’den bahsedeceğiz…
Ahi Baba Türbesi…
Merak edip 20 kişiye sordum…
Üstelik, tam Türbenin bulunduğu yerin hemen önünde…
İlk sorum “Erzurumlu musunuz?”
Cevap 20’de 18 evet...
“Erzurumluyum” diyen 18 kişiye sordum…
“Ahi Baba Türbesi’ni bilir misiniz?”
On sekiz’in 15’i “bilmem”
3’ü ise ilgisi olmayan yerler söylediler…
Yani 18 Erzurumlunun 18’i de bilemedi…
Dedik ya…
Tam da, Türbenin bulunduğu evin hemen önünde…
İsterseniz tarifi İbrahim Konyalı merhum gibi yapalım…
Narmanlı mahallesinde, Dere Sokağında…
9 numaralı Veysel Kullebi’nin evinin bahçesinde….
O yıllarda harap halde olduğunu söylüyor Konyalı…
Hemen arka tarafında bulunan Mehdi Abbas Türbesine benzer olduğunu da ilave ediyor…
Sonrasında da…
4 Sanduka bulunduğunu bunların da ikisinin küçük ve Selçuk tarzında işlendiğini kayda geçiyor…
Türbe’nin ne yapanı ne yaptıranı ne yapım tarihi belli…
Sadece birisinin üzerinde Ayet-el Kürsi yazılı…
***
Türbenin yapım şeklini tarif eden İ.Hakkı Konyalı, “Türbe iki buçuk metre toprağın içine gömülmüştür. Buradan hareketle bunun bir İlhanlı Türbesi olduğunu kabul ediyoruz” demiş…
Kesinleşmemiş bir bilgi…
Dahası, kimileri burada yatan şahsın 130 yıl ömür sürmüş Ahi Toman Baba olduğunu da söylemişler…
Ancak bu da teyid edilmiş bir bilgi değil…
En doğru yaklaşım…
Bu Türbe’de yatanın, Türk Tarihinde çok önemli bir yeri olan AHİ’lik geleneğine sadık, hatta öncü pozisyonunda olan bir zat’a ait olabileceği yönündeki tariftir…
***
İster, Ahi Toman’ın olsun…
İsterse adı bilinmeyen bir Ahi Baba’ya ait olsun…
Her iki halde de hürmete, izzete, saygıya layık bir türbedir…
Tarihimizi ne denli ihmal ettiğimize bir vesika da, yazık ki, bu Türbedir…
Keşke, Esnaf Sanatkar Odaları Birliği duyarlılık gösterse…
Bildiğimiz kadarıyla Ahilik Haftasıyla ilgili etkinlikleri oluyor…
O gün veya hafta…
Bu Türbe de hatırlansa…
Buranın başında anma etkinliklerinden bir kısmı yapılsa fana olmaz…
Aynı şey, sürüsüne bereket SİAD, GİDA gibi derneklerce…
ETSO gibi tüccarın çatı örgütünce de…
Hiç değilse bu sayede birkaç kişi de olsa, bu tür tarihimize ait kıymet ifade eden yerleri bilmelerine vesile olmuş olur…
Ne dersiniz haksız mıyız?