‘Bizim nazarımızda PKK ile FETÖ arasında hiçbir fark yoktur.’ tespitini paylaşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin vurguları tarihi önemde.
Bahçeli, ‘2023 yılına yaklaştığımız şu günlerde kartlar açık oynanmalı, aziz milletimiz şeytani hesaplarla rahmani haysiyeti tefrik ve teşhis eden basiretiyle karanlık senaryoları yırtıp atmalıdır.’ diyor ve ekliyor: ‘Türk milleti zemzem diyerek zehir servisi yapanları tanımaktadır. FETÖ’yü ve PKK’yı artan dozlarla siyasal alana çekmek için kapalı devre iş tutanları, bu uğurda faaliyet içinde olanları Türk milleti asla affetmeyecek, bunları gelmeden tarihin çöplüğüne fırlatıp atacaktır”
2023 seçimleri yaklaşıyor.
Sıkça vurgulandığı gibi, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yıldönümündeki bu seçim hayati önemde.
Kimin kazanacağı kadar, Türkiye’nin de kiminle kazanacağı mühim.
Eser ve hizmet siyaseti mi, demagoji ve iftira yaklaşımı mı?
Değerleri sahiplenenler mi, değerlere sırtını dönenler mi?
10 aylık bir süre sonunda halkın tercihi ortaya çıkacak.
Burada çok ama çok önemli, hayati değerde bir unsur var.
Ya da tehdit..
Adı FETÖ..
Her türlü kisveye bürünebilen, fikri ve mali sermayesi dışarda olan, çıkarı için hak, hukuk dinlemeyen, kırmızıçizgisi olmayan, mukaddesata ve milli endişelere ortak bulunmayan bir ihanet yapılanması bu.
Bin bir suratı var.
15 Temmuz sürecinde basına yansıyan bir itiraf bunu vurguluyor.
TSK içine sızmış bir hain, ‘FETÖ bize, etrafınızdakilerin eşleri bikini giyiyorsa, sizinkiler tanga giysin, dedi’ itirafında bulunmuştu.
Hedefe giden her yolun mubah olduğu sinsi bir örgüt.
Neler yapmadılar ki.. Neler..
LGS, Üniversite sınavı sorularını verip, çocuklarını en seçkin okullarda okutmaktan, bürokraside en üst makamlara gelmeye kadar..
KPSS sınavı cevaplarını dağıtıp kendi adamlarını işe sokuncaya kadar..
Besicilerden mal toplayıp kurban piyasasını düzenlemeye kadar.
İlk, orta, liselerde kendi yayınevlerinin kaynak kitaplarını velilere zorla aldırıncaya kadar.
Üniversitelerde akademik unvanları yandaşlarına dağıtıp, diğerlerini mağdur edinceye kadar.
Kendi eğitim kurumlarında okuyanlara, en gözde üniversitelerde tahsil fırsatı tanımaya kadar.
Hatta yükselme referansını kendi okullarında okumak olarak tutmaya kadar.
Ekonomiye yön vermek, halkın sırtından rant elde etmek için dernekler kurarak inisiyatifi ellerine almaya kadar.
Emniyette, mübarek TSK’mızda yapılanmaya kadar.
Hayatın tüm alanlarında yön belirleyici tüm rolleri yalnız kendi hempalarına dağıtıncaya kadar..
Melunlukları o kadar çok ki.. O kadar..
Diyanetten spor kulüplerine varıncaya, her yere sızmış şeytani bir örgüt.
Kendi yayın organları olan gazeteye aboneliği mensubiyet ekseni olarak gören bir yapı.
Birden fazla FETÖ gazetesi alıp, kahvehanelere, evlerin önüne bırakarak okutma kampanyası yapan ihanet çetesi.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde milli irade, bu iblislere karşı 15 Temmuzda bir diriliş hamlesi yaptı.
Hainlerin çoğu derdest edildi.
FETÖ’ye karşı destansı bir mücadele dönemi başladı..
Ancak..
Dedik ya bin bir suratı var bu iblislerin.
Şekilden şekle giriyor bu Rasputin uşakları..
Tamamen temizlendiler mi?
Ebu Cehilden nefret ettiği kadar FETÖ ve elebaşından nefret eden, değerlere sadık vatandaşın kafasındaki soru bu..
Tamamen temizlendiler mi?
Çocuklarını FETÖ kolejlerinde okutanlar bunun gerekçesini açıklayabildiler mi?
Binlerce lira para verip, mesela FETÖ Okullarında çocuk okutanlar, mütevelli heyetlerinde bulunanlar sigaya çekildi mi?
Mesela FETÖ iblislerinin dersanelerine çocuklarını vererek, onlara mali imkan sağlayanlar hesabını verebildiler mi?
Mesela, FETÖ’cü işadamlarına verilen krediler ortaya yeterince çıkarıldı mı, verenlerin hesabı görüldü mü?
Üniversitelerdeki yapılanmaları tamamen çökertildi mi?
Daha geçenlerde iki ilde vali yardımcılığı makamına yükselmişleri ortaya çıktı, devlet görevden aldı.
Aynı hassasiyetin üniversiteler kaydında yapılıp yapılmadığını merak ediyor herkes.
Rektörlük, rektör yardımcılığı, dekanlık gibi, üniversitelerde çok önemli makamlara çıkarılan FETÖ iblislerinin tamamı ortaya çıkarıldı mı?
İnşallah çıkarılmıştır.
Yalnız askeri ve emniyet kaydında yapılanmanın olmadığı, aynı zamanda bürokraside de ciddi bir örgüt yapılanmasının olduğu devletin verdiği amansız mücadeleyle ortaya çıktı.
Spor’dan turizme, eğitimden sağlığa her yerde yuvalandıkları belli oldu.
Özellikle üniversitelerde hakimiyet kurma emeliyle ortaya koydukları yapılanma.
Bakın..
10 ay sonra bir seçim var dedik.
Seçimlerin önündeki tek ama tek tehlike FETÖ.
Sonuçları lehlerine çevirmek adına her yolu deneyeceklerdir.
Aday olmaktan, özellikle mevcut iktidara iftiralara kadar.
Milli iradenin abide önderi Sayın Cumhurbaşkanımıza dil uzatmaya kadar, her yolu deneyeceklerdir.
Burada asıl tehlike Truva atı olanlardır.
Yani bin bir surata girenler.
Bin bir hale bürünenler.
Unutulmamalı ki bunlar çıkarları için en fazla şakşakçılık yapanlar da olabilir.
İktidara düşen tek görev, FETÖ ile şu on aylık kayıtta yeniden çok ciddi, ama çok ciddi bir mücadele başlatmasıdır.
İlkokuldan üniversitelere dek.
Esnaftan eşrafa dek.
Bürokrasiden sivil inisiyatif gruplarına dek.
Bu mücadele çok ama çok önemli..
FETÖ iblisleri suya da destiye de düşmandır unutulmasın.
FETÖ iblislerinin ne Allah’ı ne kitabı vardır unutulmasın.
Allah’ın laneti FETÖ elebaşından mensuplarına kadar tüm hücrelerinin üstüne olsun.