MENÜ
Erzurum
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bağdat’ın fethinde Erzurum’un rolünü bilir misiniz?
Baki Gezmiş
YAZARLAR
19 Kasım 2012 Pazartesi

Bağdat’ın fethinde Erzurum’un rolünü bilir misiniz?

Erzurum’a ait çok önemli Türbelerden birisi de Umudum baba Türbesidir…
Şehrin merkez ova köylerinden Umudum’da bulunmaktadır…
Zaten Köy de ismini bu mübarek zattan almıştır.
Merkez’de bulunan Erzurum’un hem nüfus hem de coğrafi bakımdan en büyük köyüdür Umudum…
En mühim özelliği, dışarıdan çok sayıda göç almış olmasıdır…
Özellikle Tortum ve İspir kökenlilerin sayısı hayli fazladır…
Bu köy’e Karadeniz’den gelip yerleşen aşkın sayıda aile vardır…
Bir kısmı ilerleyen yıllarda Erzurum’a veya bir başka şehre göç etmiş olsalar da, tamamına yakını köyle irtibatını hiç koparmamıştır…
Bunların içinde çok önemli isimler de vardır…
Hurşit Ertuğrul bunlardan yalnızca birisidir…
Malum Hurşit Bey uzun yıllar Atatürk Üniversitesi Rektörlüğünü yapmıştır…
***
Bu yüzeysel bilgiden sonra gelelim Türbe’ye…
Türbe köy Camii’nin içerisinde yer almaktadır…
İçindedir derken, bir kenarda, kapalı bir mahalde değildir…
Namaz kılınan alandadır…
Gidenler hatırlayacaklardır, büyükçe ve yeşil sandukalı bir mezarı vardır Umudum Baba’nın…
Onun dışında 10 ayrı mezar daha bulunmaktadır.
Bu Türbe ile ilgili çok sayıda rivayet vardır…
Umudum Baba’nın bir Sofi olduğundan tutun da…
Veli'liğine varıncaya kadar…
Buna bağlı olarak halk arasında dolaşan ve hem bu mübarek zat’ı hem de, köyün durumunu izah eden hayli de hikaye bulunmaktadır…
Bunlardan en bilenini Sultan Murat’a atfedilenidir…
***
Derler ki…
Sultan Murat bir sefer dönüşü Erzurum'a gelir…
O vakitler kış öylesine şiddetli geçmiş ki...
Yedi sene kar yerden kalkmamış…
Duruma şahit olan Sultan taaccüp etmiş…
Erzurum’da bir Keşiş misafir etmiş kendisini…
Şaşkınlığını gizleyemeyen Sultan “bu şartlara rağmen nasıl kalabildin, nasıl geçinebildin buralarda?” diye sorunca…
“Servetim sayesinde Padişahım” demiş…
Oradan ayrılan sultan, dümdüz ova’da uzakta bir yerlerde duman tüttüğü görür ve
"Umudum var ki burada yaşayan insanlar ola” deyip, dumanın tüttüğü yere doğru ilerler.
Varınca görür ki…
Bir medrese'de birkaç arkadaş oturmuş sohbet ediyorlar…
Sultan Keşiş’e sorduğu soruyu burada da yineler…
Aldığı cevap bir mümine yakışır tarzdadır…
“Allah’ın inayetiyle”…
***
Bu hikayenin çok daha ayrıntılısı da vardır…
Bir takım ikramların yapılması…
Sultan’ın canının çektiği yaz ortası sebzelerinin, meyvelerinin sunulması gibi…
İlerleyen zamanlarda bu ikramların çeşidi de değişmiş…
Kimi zaman bir koç olmuş; bazen de kebap ziyafetine dönmüş…
Bir de…
Umudum Baba’nın Padişah’a bir tay hediye ettiği anlatılır ki…
Dinleyenleri epeyce heyecanlandırır, bir o kadar da mutlu eder…
Zira, Umudum Baba, “İnşallah Bağdat’ı bu atla fethedersin” duasında bulunmuş…
Tabii, dua indi İlahi’de kabul görmüş…
Özetlersek…
Umudum baba hakikaten çok mübarek bir zattır…
Bazı Türbelere has dua talepleri bu Türbe’de yoktur…
Yönelenler sadece Fatiha okurlar ve Allah rızası için 2 rekat namaz eda ederler…
Rabbim bütün duaları ve kılınan namazları kabul eder inşallah…
Ziyaret edenlerin İç sıkıntılarının yok olduğunu gidenler anlatırlar…
Bizzat gözlemlemiş birisi olarak biz de hararetle tavsiye ediyoruz…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Hayati yavuz
 20 Kasım 2012 Salı 02:30
Baki Bey, bilgilendirdiğiniz için size ne kadar teşekkür etsek azdır. Eskiden güzel dergiler çıkar bu konuları işlerlerdi. Artık bunlar kalktı şimdi internet vsr ama burada da herkes siyaset yazıyor. Bu yüzden çok önemli bir vazife yapıyorsunuz. Allah azminizi artirsın
 Ahmet Yılmaz
 20 Kasım 2012 Salı 02:29
Bu demektir ki umudum ismi neredeyse 400 yıllık. 4. Murat'ın bağdat seferine baktığınızda ortaya bu çıkıyor. 1600'lü yılların ilk yarısı 1638-39!
 Arif
 20 Kasım 2012 Salı 01:32
Sulta n murat kısmını ve sunulan meyveleri biliyordumda hediye edilen atı ve bağdatı yeni duydum. İnşallah bağdat yeniden bizim olur inşallahhhhhhh
 Zeko
 20 Kasım 2012 Salı 00:51
Yazınızı okudum ve beğendim. Bence de ferhat ile şirin hikayesi önemli. yazmalısınız.
 Bozkurt
 20 Kasım 2012 Salı 00:22
Bir süredir gazetenizi web'den takip etmeye başladım. Köşe yazarlarınızı da okuyorum ve bir dadaş olarak memnun oluyorumki bir çok genel gazetedekilerden daha iyi yazılar okuyorum. Bağdatın fethiyle ilgili anektotu çok beğendim. Erzurumun adının geçtiği yere Rabbülalemin bereket götürür. Onun için onun atınında bu işlere mutlaka bencede katkısı olmuştur. Kaldıki evliyalarımızın olmasın.
 A.KURTULUŞ
 19 Kasım 2012 Pazartesi 23:32
Umudum köyünden olduğumdan için inanın bu yazdıklarınızdan dolayı memnun oldum. Bu ve buna benzer konularınızı uzun zamandır takip ediyorum araştırmacı kişiliğiniz için teşekkür ederim. Şükür ki Umudum Baba'nın mezarı Cami içerisinde bulunuyor.köy halkı hergün hem beş vakit namazda hemde buranın özel temizliğine ilgi gösteriyorlar Ancak Erzurum'umumuzun bir çok yerinde benzeri türbeler yatırlar, medreseler,hanlar hamamlar,köprüler,çeşmeler ve daha bir çok tarihi eserlerimiz ne yazıkki bu kadar ilgiyi göremiyor.İnşallah yazdıklarınızın neticesinde vatandaşlarımızın ilgisi yerel yönetim,kamu kurum ve kuruluşları, toplumun sosyal dernekler, sivil toplum kuruluşları,siyasi partilerimizin temsilcileri herkes tek bir amaç içerisinde buluşarak unutulmuş böylesi eserlerimizin çevre düzenlenmesi, restorasyonu ve diğer görsellikleri ortaya çıkararak kültür mirasımızı Türk ve Dünya turizm'ine kazandırır.Unutmayalımki Turizm Bacasız fabrikadır neden bu zenginliğimizi değerlendirmeyelim
 Dadaşca Grubu Adına
 19 Kasım 2012 Pazartesi 23:06
Keşke umudumun en meşhur ziyaretgahı olan KALOR'u da yazsaydınız. Ferhatın şirin için bu dağı deldiğine dair söylentileride kaleme alsaydınız çok daha iyi olurdu. Ama yinede sağolunuz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi