BURAK KÖSE
ERZURUM (İHA) - Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd.Doç.Dr.Savaş Eğilmez, Ermeni diasporasının tarihinin en büyük kampanyasını başlattığını belirterek, “Diasporanın en güçlü örgütü olan ANCA (Amerikan Ermeni Ulusal Cemiyeti), Amerikan Temsilciler Meclisi ve Senatosu’nda bekleyen “sözde ermeni soykırımı” yasa tasarısının kabulü ve ekonomik açıdan Ermenistan’ın daha güçlü bir konuma gelebilmesi için geniş kapsamlı bir kampanyaya başladı” dedi.
ANCA’nın başkanı Ken Hachikian’ın kampanyanın başarıya ulaşabilmesi için bütün Ermenileri bağış yapmaya davet ettiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, “Paranın gücünü kullanarak bu sefer başarıya ulaşacaklarını düşünen diaspora, Türkiye ve ABD’nin derin ilişkilerine rağmen ABD’nin soykırımı tanıyacağına inanıyor. Taraftarlarını buna inandırabilmek içinde Güney Afrika Cumhuriyeti ve ABD ilişkilerini örnek gösteriyorlar. ABD, soğuk savaş döneminde kendisinin önemli bir müttefiki olan Güney Afrika’ya siyahlara karşı uyguladığı ayrımcı (apartheid) politika nedeniyle ciddi bir tepki koymuştur. Diaspora, bu saçma örnekten yola çıkarak ABD’nin tüm çıkarlarına rağmen Türkiye’yi de karşısına alıp sözde soykırımı kabul edebileceğini ileri sürüyor. Başlatılan bu kampanya, bizim ermeni meselesini ABD penceresinden bir kez daha gözden geçirmemize neden oldu. Çünkü bu kampanyaya tepki vermeden önce nasıl bir durumla karşı karşıya olduğumuzu iyice tespit etmemiz gerekir. Aksi taktirde vereceğimiz tepki, şimdiye kadar çoğunda olduğu gibi sonuçsuz kalacaktır.“ diye konuştu.
Ermeni meselesinin Türk-Amerikan ilişkilerinde gerilim yaratma potansiyeline sahip konuların başında geldiğini anlatan Eğilmez, daha sonra şunları kaydetti;
“Bu konuda, seçilme kaygısı daha ön planda olan kongre üyeleri, stratejik çıkarları ön plana çıkarma eğilimi gösteren ABD yönetimine göre farklı bir yaklaşım göstermektedirler. ABD’deki ermeni lobileri, kongre üyeleri üzerinde kurdukları ciddi etkinlikle ermeni meselesini sürekli gündemde tutmayı ve Türkiye’nin bu konuda başını ağrıtmayı başarabilmektedir. ABD kongresindeki Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında geçen ve genelde küçük farklara dayanan çoğunluk sağlama mücadelesi de, ermeni örgütlerinin işini kolaylaştırmaktadır. Bu yapıyı değerlendiren ermeni lobisi, ABD eyalet meclislerinden benzeri yasalar geçirilmesi yoluyla önemli bir yol kat etmiştir.
Ermeni lobilerin ABD’de sahip olduğu gücü anlayabilmek için bu ülkedeki organizasyon biçimlerini bilmek gerekir. Amerika’daki Ermenilerin nüfusu hakkında değişik tahminler yapılmıştır. 1990’lı yıllardaki resmi kayıtlara göre bu rakam 700 bin civarındadır. Bugün bu rakamın 1 milyona ulaştığı tahmin edilmektedir. Ermenilerin 1800’li yıllardan itibaren ABD’ye gelerek kurdukları kuruluşların sayısı 1000’i aşmaktadır. Ülkenin çeşitli eyaletlerinde, şehirlerinde, hatta kasabalarında bu organizasyonların şubeleri bulunmaktadır. Ermeni nüfusu, 200 yıldır ülkeye iyice entegre olmuş ve toplum yaşamının kritik noktalarında kendilerine yer edinebilmiştir. Bu özellikleri ve yaygın örgütlenme biçimleri, Ermeni nüfusunu ABD Kongresi’nde etkili kılan en önemli hususlar olmuştur.
Türk-Amerikan ilişkileri açısından değerlendirildiğinde ermeni sorunu, Eemeni lobilerin sürekli gündeme getirdiği, Türkiye’nin ise sürekli gündemden düşürmeye çalıştığı ve daha ziyade tepkisel politikalar ürettiği bir görüntü arzetmektedir.. Türk devletinin, tepkisel dış politikalar yerine konuya yenilikçi çözümler üretecek bir takım aktif girişimlerde bulunması gerekir.
ABD’nin Türkiye ve bölgesi ile ilgili politikalarını nasıl belirlediğini anlamak için karar alma mekanizmalarına ayrıca göz atmak gerekmektedir. ABD kongresi ve yönetimi birbirinden farklı çalışır ve Türkiye algılaması da her iki kesimde oldukça farklıdır. Pek çok alanda birlikte hareket edip stratejik ittifaklar kurabilen ABD ve Türkiye , aynı zamanda Ermeni sorunu, Kıbrıs sorunu gibi konularda Kongre’nin tutumu yüzünden karşı karşıya gelebilmektedir.
Özellikle Temsilciler Meclisi’nde kongre üyelerinin yürüttüğü kampanyaların finansmanı, birtakım özel ilişkili sistemin içine entegre etmekte, oy sayısı olarak her bir seçmenin değerini artırmaktadır. Bu özellik, çeşitli baskı gruplarının varlığına zemin hazırlamakta ve bu grupların kongre üzerindeki etkisini artırmaktadır.
Dışarıdan bu tür etkilere fazla açık olmayan yönetim birimlerinde ise stratejik çıkarlar ön plana çıkmaktadır. Son karar ABD Başkanı’na ait olsa da bir kararın alınmasında başkan yardımcısı, Dışişleri Bakanlığı, Milli Güvenlik Konseyi, Savunma Bakanlığı birimleri, dış politika konularıyla ilgili karar alma mekanizmalarında değişen ölçülerde etkiye sahiptir.
Biz de bütün bunları değerlendirerek uzun soluklu bir kampanyaya başlıyoruz. Bütün temsilciler meclisi üyelerine ve senatörlere Afganistan, Irak, İran, Suriye ve bütün Ortadoğu bölgesinde Türk-Amerikan ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatacağız. Burada ortaya çıkabilecek olası başarısızlıkların Amerikan kamuoyu nezdinde ermeni meselesinden daha önemli olacağını bir kez daha ifade edeceğiz. Ayrıca ABD’nde ticari ilişkilere yön veren Ticaret Temsilciligˆi (US Trade Representative -USTR) ve Ticaret Bakanlıgˆı (US Department of Commerce) yetkililerine, muhtemel bir ermeni yasasının Türk-Amerikan ticari ilişkilerine büyük darbe vuracağını, özellikle Türkiye’nin almayı düşündüğü sivil ve askeri uçakların seçiminde ABD şirketlerinin saf dışı kalabilceğini hatırlatacağız.”
ERZURUM (İHA) - Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd.Doç.Dr.Savaş Eğilmez, Ermeni diasporasının tarihinin en büyük kampanyasını başlattığını belirterek, “Diasporanın en güçlü örgütü olan ANCA (Amerikan Ermeni Ulusal Cemiyeti), Amerikan Temsilciler Meclisi ve Senatosu’nda bekleyen “sözde ermeni soykırımı” yasa tasarısının kabulü ve ekonomik açıdan Ermenistan’ın daha güçlü bir konuma gelebilmesi için geniş kapsamlı bir kampanyaya başladı” dedi.
ANCA’nın başkanı Ken Hachikian’ın kampanyanın başarıya ulaşabilmesi için bütün Ermenileri bağış yapmaya davet ettiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, “Paranın gücünü kullanarak bu sefer başarıya ulaşacaklarını düşünen diaspora, Türkiye ve ABD’nin derin ilişkilerine rağmen ABD’nin soykırımı tanıyacağına inanıyor. Taraftarlarını buna inandırabilmek içinde Güney Afrika Cumhuriyeti ve ABD ilişkilerini örnek gösteriyorlar. ABD, soğuk savaş döneminde kendisinin önemli bir müttefiki olan Güney Afrika’ya siyahlara karşı uyguladığı ayrımcı (apartheid) politika nedeniyle ciddi bir tepki koymuştur. Diaspora, bu saçma örnekten yola çıkarak ABD’nin tüm çıkarlarına rağmen Türkiye’yi de karşısına alıp sözde soykırımı kabul edebileceğini ileri sürüyor. Başlatılan bu kampanya, bizim ermeni meselesini ABD penceresinden bir kez daha gözden geçirmemize neden oldu. Çünkü bu kampanyaya tepki vermeden önce nasıl bir durumla karşı karşıya olduğumuzu iyice tespit etmemiz gerekir. Aksi taktirde vereceğimiz tepki, şimdiye kadar çoğunda olduğu gibi sonuçsuz kalacaktır.“ diye konuştu.
Ermeni meselesinin Türk-Amerikan ilişkilerinde gerilim yaratma potansiyeline sahip konuların başında geldiğini anlatan Eğilmez, daha sonra şunları kaydetti;
“Bu konuda, seçilme kaygısı daha ön planda olan kongre üyeleri, stratejik çıkarları ön plana çıkarma eğilimi gösteren ABD yönetimine göre farklı bir yaklaşım göstermektedirler. ABD’deki ermeni lobileri, kongre üyeleri üzerinde kurdukları ciddi etkinlikle ermeni meselesini sürekli gündemde tutmayı ve Türkiye’nin bu konuda başını ağrıtmayı başarabilmektedir. ABD kongresindeki Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında geçen ve genelde küçük farklara dayanan çoğunluk sağlama mücadelesi de, ermeni örgütlerinin işini kolaylaştırmaktadır. Bu yapıyı değerlendiren ermeni lobisi, ABD eyalet meclislerinden benzeri yasalar geçirilmesi yoluyla önemli bir yol kat etmiştir.
Ermeni lobilerin ABD’de sahip olduğu gücü anlayabilmek için bu ülkedeki organizasyon biçimlerini bilmek gerekir. Amerika’daki Ermenilerin nüfusu hakkında değişik tahminler yapılmıştır. 1990’lı yıllardaki resmi kayıtlara göre bu rakam 700 bin civarındadır. Bugün bu rakamın 1 milyona ulaştığı tahmin edilmektedir. Ermenilerin 1800’li yıllardan itibaren ABD’ye gelerek kurdukları kuruluşların sayısı 1000’i aşmaktadır. Ülkenin çeşitli eyaletlerinde, şehirlerinde, hatta kasabalarında bu organizasyonların şubeleri bulunmaktadır. Ermeni nüfusu, 200 yıldır ülkeye iyice entegre olmuş ve toplum yaşamının kritik noktalarında kendilerine yer edinebilmiştir. Bu özellikleri ve yaygın örgütlenme biçimleri, Ermeni nüfusunu ABD Kongresi’nde etkili kılan en önemli hususlar olmuştur.
Türk-Amerikan ilişkileri açısından değerlendirildiğinde ermeni sorunu, Eemeni lobilerin sürekli gündeme getirdiği, Türkiye’nin ise sürekli gündemden düşürmeye çalıştığı ve daha ziyade tepkisel politikalar ürettiği bir görüntü arzetmektedir.. Türk devletinin, tepkisel dış politikalar yerine konuya yenilikçi çözümler üretecek bir takım aktif girişimlerde bulunması gerekir.
ABD’nin Türkiye ve bölgesi ile ilgili politikalarını nasıl belirlediğini anlamak için karar alma mekanizmalarına ayrıca göz atmak gerekmektedir. ABD kongresi ve yönetimi birbirinden farklı çalışır ve Türkiye algılaması da her iki kesimde oldukça farklıdır. Pek çok alanda birlikte hareket edip stratejik ittifaklar kurabilen ABD ve Türkiye , aynı zamanda Ermeni sorunu, Kıbrıs sorunu gibi konularda Kongre’nin tutumu yüzünden karşı karşıya gelebilmektedir.
Özellikle Temsilciler Meclisi’nde kongre üyelerinin yürüttüğü kampanyaların finansmanı, birtakım özel ilişkili sistemin içine entegre etmekte, oy sayısı olarak her bir seçmenin değerini artırmaktadır. Bu özellik, çeşitli baskı gruplarının varlığına zemin hazırlamakta ve bu grupların kongre üzerindeki etkisini artırmaktadır.
Dışarıdan bu tür etkilere fazla açık olmayan yönetim birimlerinde ise stratejik çıkarlar ön plana çıkmaktadır. Son karar ABD Başkanı’na ait olsa da bir kararın alınmasında başkan yardımcısı, Dışişleri Bakanlığı, Milli Güvenlik Konseyi, Savunma Bakanlığı birimleri, dış politika konularıyla ilgili karar alma mekanizmalarında değişen ölçülerde etkiye sahiptir.
Biz de bütün bunları değerlendirerek uzun soluklu bir kampanyaya başlıyoruz. Bütün temsilciler meclisi üyelerine ve senatörlere Afganistan, Irak, İran, Suriye ve bütün Ortadoğu bölgesinde Türk-Amerikan ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatacağız. Burada ortaya çıkabilecek olası başarısızlıkların Amerikan kamuoyu nezdinde ermeni meselesinden daha önemli olacağını bir kez daha ifade edeceğiz. Ayrıca ABD’nde ticari ilişkilere yön veren Ticaret Temsilciligˆi (US Trade Representative -USTR) ve Ticaret Bakanlıgˆı (US Department of Commerce) yetkililerine, muhtemel bir ermeni yasasının Türk-Amerikan ticari ilişkilerine büyük darbe vuracağını, özellikle Türkiye’nin almayı düşündüğü sivil ve askeri uçakların seçiminde ABD şirketlerinin saf dışı kalabilceğini hatırlatacağız.”