SONER KAN
ADANA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'ye yüklenerek, "Askerin ve polisin önüne dikiliyorlar, 'canlı kalkan' oluyorlar. Sizin bu kadar cesaretiniz, vicdanınız, arzunuz var da neden terörün, teröristin önüne 'canlı kalkan' olmuyorsunuz?" diye sordu.
Bir dizi ziyaret ve açılış için Adana'ya gelen Başbakan Erdoğan, AK Parti Adana 4. Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Yüreğir Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kongrede Başbakan Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan ile kızı Sümeyye Erdoğan da eşlik etti. Ayrıca Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik ile birlikte AK Parti Adana milletvekilleri Necati Çetinkaya, Necdet Ünüvar, Ali Küçükaydın, Şükrü Erdinç ve Fatoş Gürkan
da kongre salonunda hazır bulundu.
AK Parti'nin Türkiye genelindeki 45. Olağan İl Kongresi olan genel kurula partililer de yoğun ilgi gösterdi. Divan başkanlığı görevini Çorum Milletvekili Murat Yıldırım'ın yaptığı kongrede partililerin taşıdığı pankart ve dövizler ilgi topladı. Salonun duvarlarına 'Adanalıyık Bir Sana Bir de Sana Sevdalıyık', 'Bici Yerik Şalgam İçerik Seni De Çok Severik', 'Biciden Şalgamdan Hatta Kebaptan Vazgeriz Ama Senden Asla' pankartları asıldı. 14 yaşındaki Sıdıka Nur Yağcı adlı genç kız ise, üzerinde 'Sizinle Bir
Çay İçebilir Miyim Canım Başbakanım? Dik Duruşun Bana ve Ülkeme Cesaret Veriyor' yazılı bir döviz taşıdı. Dövizin altındaki '2023 Milletvekili Aday Adayı' imzası ise dikkat çekti. Böbrek hastası olduğu öğrenilen İbrahim Atmacı adlı bir vatandaşın da kongreyi serum ile takip etmesi ilginç bir görüntü oluşturdu.
"BİZ TAŞLA SOPAYLA DEĞİL FİKİR VE PROJELERİMİZLE KONUŞURUZ"
'Türkiye Seninle Gurur Duyuyor' sloganlarıyla kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son yapılan genel seçimlerde Adana'da AK Parti seçim bürolarına yönelik taşlı ve molotof kokteyli saldırıları hatırlatan Erdoğan, "Seçim bürolarımız silahlı, sopalı, taşlı, molotoflu birçok saldırıya uğradı. Ancak bunlara asla ama asla prim vermedik. Çünkü AK Parti, parti teşkilatlarımız ve tüm üyelerimiz silahla, sopayla, taşla, molotofla değil, fikirleriyle, projeleriyle,
emekleri ve insanlıkları ile konuşur. Son 9.5 yılda Türkiye'nin 81 ilinde yapmış olduğumuz çalışma ve hizmetlere bakın. Cumhuriyet tarihinde 'rekor' denilebilecek yatırım ve hizmetleri hayata geçirdik" dedi. CHP ve MHP'ye herhangi bir söz söyleyip de bir polemik konusu açmak istemediğini, ancak Adana'dan BDP'ye bir çift sözü olduğunu vurgulayan Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere BDP'li belediye başkanlarının görev yaptıkları kentlerde 3 yıldan bu yana taş üstüne taş koymadığını savundu.
"NEDEN TERÖRİSTİN ÖNÜNDE CANLI KALKAN OLMUYORSUNUZ?"
Bölge halkının tehdit edilip, baskı altına alındığını söyleyen Erdoğan, BDP'ye sert çıktı. Erdoğan, "Askerin önüne, polisin önüne dikiliyorlar, 'canlı kalkan' oluyorlar. Sizin bu kadar cesaretiniz, vicdanınız, bu kadar arzunuz var da niçin terörün, teröristin önünde bunlar canlı kalkan olmuyorlar? O kalleş intihar bombacılarının önünde neden canlı kalkan olmuyorsunuz? Bingöl'de şehit Hatice Belgin kardeşimiz, yanındaki çocukları için sokaktaki vatandaşlar için canlı bombanın üzerine kapaklanarak daha büyük faciayı önleyebiliyor. Eğer Hatice Belgin'in yüzde biri, binde biri kadar yüreğin, cesaretin, annelik şefkatiniz varsa güvenlik güçlerinin önünde değil, gidip o kanlı terörün, teröristin, o kalleş intihar bombacılarının önünde canlı kalkan olun" ifadesini kullandı.
"GENÇLER ÖLMEZ VE ÖLDÜRMEZSE BUNLAR SİYASET YAPAMAZ"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yüzlerce annenin gözünü dağ yoluna dikip, çocuğunun yolunu gözlediği yorumunda bulunan Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Ancak bu beyefendiler, hanımefendiler, bu savaş baronları 'terör örgütü değil' diyerek, 'asla teslim olmasınlar' diyerek, bu annelerin acısını, hasretini ayaklar altına alarak Kürtlerin acısıyla adeta dalga geçiyor. Bunlar sırtlarını dayadıkları örgütün tehdidi ile ayakta duruyorlar. Gençler ölmez ve öldürmezse eğer bunlar da siyaset yapamaz. Bileri çıkmış, güvenlik politikalarını tek çare olarak görmediklerini söylüyor ve bu işin psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve diplomatik boyutu olduğunu
söylüyorlar. Bunların hepsini yaptık. Topraklarımız arasında dolaşan her türlü tehlikeye geri püskürtmeyinceye kadar askerimizi, polisimizi bu konuda destekleyerek, mücadelelerine her türlü katkıyı sunacağız. Bunu yaparken de hukuktan asla sapmayacağız."
"İki de bir tek din dediğimizden söz ediyorlar. Biz böylesi bir söylem içinde asla olmadık" diyen Erdoğan, parti olarak 4 kırmızı çizgileri olduğunu, bunların da tek millet, tek dil, tek ülke ve etnik milliyetçiliğe karşı duruş olduğunu anlattı.
"RESMİ PERDE VE ASKERİ GÖRÜNTÜYÜ KALDIRIYORUZ"
29 Ekim, 30 Ağustos, 23 Nisan ve 19 Mayıs gibi önemli gün ve haftalara ilişkin hazırlanan törenlerle ilgili yapılan düzenleme ile ilgili açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, spekülasyonlara asla izin vermeyeceklerini, bunun için de üç ayrı yönetmelik çıkarttıklarını anlattı. Erdoğan, "Bütün milletin malı olan 29 Ekim ve 30 Ağustos gibi törenlerin bütün yükü Silahlı Kuvvetlerimize yıkılmıştı. Tarihimizin bu önemli dönüm noktaları sadece askeri yönleriyle öne çıkartılmış, zorunlu resmi törenlere mahkum
edilmiş, onun gerisindeki milli ruh ve heyecan geri plana itilmişti. Biz ulusal ve resmi bayramlarımızla mahalli kurtuluş günleri gibi bütün tarihi günlerin üzerindeki koyu, resmi perdeyi ve askeri görüntüyü kaldırıyoruz" diye konuştu.
ADANA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'ye yüklenerek, "Askerin ve polisin önüne dikiliyorlar, 'canlı kalkan' oluyorlar. Sizin bu kadar cesaretiniz, vicdanınız, arzunuz var da neden terörün, teröristin önüne 'canlı kalkan' olmuyorsunuz?" diye sordu.
Bir dizi ziyaret ve açılış için Adana'ya gelen Başbakan Erdoğan, AK Parti Adana 4. Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Yüreğir Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kongrede Başbakan Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan ile kızı Sümeyye Erdoğan da eşlik etti. Ayrıca Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik ile birlikte AK Parti Adana milletvekilleri Necati Çetinkaya, Necdet Ünüvar, Ali Küçükaydın, Şükrü Erdinç ve Fatoş Gürkan
da kongre salonunda hazır bulundu.
AK Parti'nin Türkiye genelindeki 45. Olağan İl Kongresi olan genel kurula partililer de yoğun ilgi gösterdi. Divan başkanlığı görevini Çorum Milletvekili Murat Yıldırım'ın yaptığı kongrede partililerin taşıdığı pankart ve dövizler ilgi topladı. Salonun duvarlarına 'Adanalıyık Bir Sana Bir de Sana Sevdalıyık', 'Bici Yerik Şalgam İçerik Seni De Çok Severik', 'Biciden Şalgamdan Hatta Kebaptan Vazgeriz Ama Senden Asla' pankartları asıldı. 14 yaşındaki Sıdıka Nur Yağcı adlı genç kız ise, üzerinde 'Sizinle Bir
Çay İçebilir Miyim Canım Başbakanım? Dik Duruşun Bana ve Ülkeme Cesaret Veriyor' yazılı bir döviz taşıdı. Dövizin altındaki '2023 Milletvekili Aday Adayı' imzası ise dikkat çekti. Böbrek hastası olduğu öğrenilen İbrahim Atmacı adlı bir vatandaşın da kongreyi serum ile takip etmesi ilginç bir görüntü oluşturdu.
"BİZ TAŞLA SOPAYLA DEĞİL FİKİR VE PROJELERİMİZLE KONUŞURUZ"
'Türkiye Seninle Gurur Duyuyor' sloganlarıyla kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son yapılan genel seçimlerde Adana'da AK Parti seçim bürolarına yönelik taşlı ve molotof kokteyli saldırıları hatırlatan Erdoğan, "Seçim bürolarımız silahlı, sopalı, taşlı, molotoflu birçok saldırıya uğradı. Ancak bunlara asla ama asla prim vermedik. Çünkü AK Parti, parti teşkilatlarımız ve tüm üyelerimiz silahla, sopayla, taşla, molotofla değil, fikirleriyle, projeleriyle,
emekleri ve insanlıkları ile konuşur. Son 9.5 yılda Türkiye'nin 81 ilinde yapmış olduğumuz çalışma ve hizmetlere bakın. Cumhuriyet tarihinde 'rekor' denilebilecek yatırım ve hizmetleri hayata geçirdik" dedi. CHP ve MHP'ye herhangi bir söz söyleyip de bir polemik konusu açmak istemediğini, ancak Adana'dan BDP'ye bir çift sözü olduğunu vurgulayan Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere BDP'li belediye başkanlarının görev yaptıkları kentlerde 3 yıldan bu yana taş üstüne taş koymadığını savundu.
"NEDEN TERÖRİSTİN ÖNÜNDE CANLI KALKAN OLMUYORSUNUZ?"
Bölge halkının tehdit edilip, baskı altına alındığını söyleyen Erdoğan, BDP'ye sert çıktı. Erdoğan, "Askerin önüne, polisin önüne dikiliyorlar, 'canlı kalkan' oluyorlar. Sizin bu kadar cesaretiniz, vicdanınız, bu kadar arzunuz var da niçin terörün, teröristin önünde bunlar canlı kalkan olmuyorlar? O kalleş intihar bombacılarının önünde neden canlı kalkan olmuyorsunuz? Bingöl'de şehit Hatice Belgin kardeşimiz, yanındaki çocukları için sokaktaki vatandaşlar için canlı bombanın üzerine kapaklanarak daha büyük faciayı önleyebiliyor. Eğer Hatice Belgin'in yüzde biri, binde biri kadar yüreğin, cesaretin, annelik şefkatiniz varsa güvenlik güçlerinin önünde değil, gidip o kanlı terörün, teröristin, o kalleş intihar bombacılarının önünde canlı kalkan olun" ifadesini kullandı.
"GENÇLER ÖLMEZ VE ÖLDÜRMEZSE BUNLAR SİYASET YAPAMAZ"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yüzlerce annenin gözünü dağ yoluna dikip, çocuğunun yolunu gözlediği yorumunda bulunan Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Ancak bu beyefendiler, hanımefendiler, bu savaş baronları 'terör örgütü değil' diyerek, 'asla teslim olmasınlar' diyerek, bu annelerin acısını, hasretini ayaklar altına alarak Kürtlerin acısıyla adeta dalga geçiyor. Bunlar sırtlarını dayadıkları örgütün tehdidi ile ayakta duruyorlar. Gençler ölmez ve öldürmezse eğer bunlar da siyaset yapamaz. Bileri çıkmış, güvenlik politikalarını tek çare olarak görmediklerini söylüyor ve bu işin psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve diplomatik boyutu olduğunu
söylüyorlar. Bunların hepsini yaptık. Topraklarımız arasında dolaşan her türlü tehlikeye geri püskürtmeyinceye kadar askerimizi, polisimizi bu konuda destekleyerek, mücadelelerine her türlü katkıyı sunacağız. Bunu yaparken de hukuktan asla sapmayacağız."
"İki de bir tek din dediğimizden söz ediyorlar. Biz böylesi bir söylem içinde asla olmadık" diyen Erdoğan, parti olarak 4 kırmızı çizgileri olduğunu, bunların da tek millet, tek dil, tek ülke ve etnik milliyetçiliğe karşı duruş olduğunu anlattı.
"RESMİ PERDE VE ASKERİ GÖRÜNTÜYÜ KALDIRIYORUZ"
29 Ekim, 30 Ağustos, 23 Nisan ve 19 Mayıs gibi önemli gün ve haftalara ilişkin hazırlanan törenlerle ilgili yapılan düzenleme ile ilgili açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, spekülasyonlara asla izin vermeyeceklerini, bunun için de üç ayrı yönetmelik çıkarttıklarını anlattı. Erdoğan, "Bütün milletin malı olan 29 Ekim ve 30 Ağustos gibi törenlerin bütün yükü Silahlı Kuvvetlerimize yıkılmıştı. Tarihimizin bu önemli dönüm noktaları sadece askeri yönleriyle öne çıkartılmış, zorunlu resmi törenlere mahkum
edilmiş, onun gerisindeki milli ruh ve heyecan geri plana itilmişti. Biz ulusal ve resmi bayramlarımızla mahalli kurtuluş günleri gibi bütün tarihi günlerin üzerindeki koyu, resmi perdeyi ve askeri görüntüyü kaldırıyoruz" diye konuştu.