İnternet yasasına bir kısım çevrelerin gösterdiği tepkiye bakıyorum ve hayret ediyorum…
Bir feveran, bir bağırtı, bir şamata?
"Demokratikleşmede geri adım…"
"Sansür…Öldük! Bittik…"
Daha neler neler…
Niye?
İnternete yasak geliyor!
Oysa yalan…
Bin defa, milyon defa yalan!
Çıkan yasa ortada.
***
Hepimiz her gün görüyoruz…
Sabah erken kalkan uyduruk bir isimle sanal zemine dalıyor…
Önüne gelene kara çalıp geziyor…
Yalan, iftira gırla gidiyor…
Sabah haberlerinde şahidi oldum…
Kıvanç Tatlıtuğ diye genç bir sanatçı isyan ediyor…
“Adıma, akla hayale gelmeyen hastalıklar icat ediyorlar; baş edemiyorum bunlarla, ailem rahatsız, ben rahatsızım”
Bu en masumu belki…
İnsanların mahremine girip öyle şeyler yazıp çiziyorlar ki…
İzi bin sene çıkmayacak türden…
Resimler, videolar…
Yapılan kanuni düzenleme bunların önüne geçme amaçlı…
Namuslu insanların hoşuna gidiyor…
Öyle ya…
“Bu haysiyet cellatları ola ki bir gün bize de yönelirlerse” endişesi taşıyorlar…
Bunun önü kesiliyor işte…
O halde rahatsızlığın sebebi ne?
***
İyi niyetle karşı duranların dışındakiler için rahatlıkla söyleyebiliriz ki…
Bunlar, internet zeminini başkalarına zulüm platformu olarak kullananlardır…
Şamataları da, bu imkânı kaybedeceklerinden…
Aslında bu durum aynı zamanda bir suçüstü halidir de…
Şahsen, yasayı noktasına virgülüne kadar destekliyorum…
Efendim, girdiğimiz sitelerin iki yıl kaydı tutulacakmış!
Tutulsun; ne var bunda…
Kötü niyetli olmadıktan sonra, pis işlerle uğraşmadıktan sonra bu beni niye rahatsız etsin ki?
Bilakis memnuniyet duyarım…
Evlatlarımız için, eşimiz dostumuz için koruyan kollayan bir yöntem…
Ateş düştüğü yeri yakıyor…
Nice aileler var ki, yıllardır bu internet sayfalarındaki iftiralar yüzünden huzura hasret haldeler…
Adam yazıyor karalayan bir yazı atıyor bir gruba, yahut bir sitenin yorum bölümüne…
Haberin yok; aradan bir zaman geçiyor bir dostun arayıp haber veriyor…
“Senin hakkında şunlar şunlar yazılmış”
Girip bakıyorsun, uslun geçiyor!
Meğer ben neymişim diyorsun…
Bunu kim yazmış diye başlıyorsun araştırmaya…
Site sahibine ulaşıyorsun, kardeşim hukuka müracaat et diyor…
Savcıya gidiyorsun, çare bulamıyorsun…
Yıllar geçiyor ve sana atılan iftira açıkta ve yüzüne bakıyor…
Kahrol, üzül!
Kimin umurunda…
***
Şimdi çare üretildi bütün bunlara…
Yasayı çıkaranlara müteşekkiriz…
Yürürlük sonrası, bugün siyasi gerekçelerle karşı çıkanların çoğu da, duacı olacaklar…
Bundan da eminiz…
Bu arada, bir kısım okurlarımız gazeteyi arayıp hakkımızda şikayetçi oluyorlarmış…
Bu adama yazdırmayın diye de rica, emir, direktif filan yağdıranlar oluyormuş…
Gariptir, bunlar da, bu yasaya karşı çıkıyorlar…
Bir taraftan yerel bir gazetede yazılanlara tahammül edemeyip işten atılmamı istiyorlar, öbür yanda internetin önünü kesiyorlar, özgürlüğümüz gidiyor diye bağırıyorlar…
Perhiz turşu benzetmesine gerek yok!
Adam olmak için önce adem olmak lazım…
Vesselam!