MENÜ
Erzurum 14°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erzurum, Nanoteknoloji üssü olacak
Guncel
18 Mayıs 2012 Cuma 01:06

Erzurum, Nanoteknoloji üssü olacak

ETÜ, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Türkez, Erzurum’un Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu’nun Nanoteknoloji Üssü olma yolunda önemli bir merkez olabileceğini söyledi.
BURAK KÖSE
ERZURUM (İHA) - Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Türkez, Erzurum’un Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu’nun Nanoteknoloji Üssü olma yolunda önemli bir merkez olabileceğini söyledi.
Atatürk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 17-19 Mayıs 2012 tarihleri arasında bu yıl 3.sü düzenlenen Uluslararası Türk Şöleni kapsamında gerçekleştirilen “Bütün Yönleri ile Türk Dünyası Sempozyumu”’nun ilk gününde Atatürk Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi Bahtiyar Vahapzade salonunda konuşan Erzurum Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Türkez Türkiye ve Türk Cumhuriyetlerinde Nanobiyoteknoloji araştırmalarının durumu ve OECD Ülkeleri İle Karşılaştırılması üzerine bir analiz ve değerlendirme sunusu yaptı.
NANO TEKNOLOJİ
19. Yüzyılda tekstil ve demiryolunun, 20. Yüzyılda otomotiv ve Bilgisayar teknolojilerinin insanoğlunun refahını arttıran devrimsel gelişmeler olduğunu, 21. Yüzyılda ise nanoteknolojinin en önemli sanayi devrimi olarak kabul edildiğini belirten Doç. Dr. Türkez, pek çok ülkenin bu teknolojiyi en kritik araştırma alanı olarak gördüğünü ifade etti.
Türkez, konuşmasında başta malzeme ve imalat sektörü, elektronik ve bilgisayar teknolojileri, tıp ve sağlık sektörü, havacılık ve uzay araştırmaları, savunma sektörü ile biyoteknoloji ve tarım olmak üzere pek çok endüstri alanında kullanım potansiyeli yüksek olan bu teknoloji ile enerji maliyetlerinin düşürülebileceği, üretim süreçlerinin kısalacağını ve ulusal gelirin artırılabileceği belirtti.
Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve OECD ülkelerinde 90’lı yıllardan günümüze kadar yürütülmüş olan araştırma sayılarına ait verilerin ışığında ülkemizin bu teknolojide önemli bir mesafe kat ettiğinin görüldüğü ancak bunun henüz istenen düzeye ulaşmadığını anlatan Doç. Dr. Türkeç, Türk Cumhuriyetlerinin nanoteknoloji araştırmalarına katkılarının oldukça yetersiz olduğu ve söz konusu cumhuriyetlerde bu konuda ciddi farkındalık oluşturulması gerektiği vurguladı.
NANOTEKNOLOJİK ÇALIŞMALARIN ÖZENDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL FARKINDALIĞIN OLUŞTURULMASI GEREKMEKTEDİR
Avrupa Birliğinin 6. Çerçeve Programı sayesinde nanoteknoloji araştırmalarına yeniden yapılanma ve ivme kazandırdığını, ülkemiz de ise TÜBİTAK tarafından hazırlanan Vizyon2023 Programı’na öncelikli alanlardan biri olarak alınmış bulunmasının bu konuyu verilen değerin önemli göstergeleri olduğu belirten Doç. Dr. Türkez, “Türk Cumhuriyetleri ile bölgesel, tarihsel ve kültürel açıdan ortak özellikleri bulunan ülkemizin bu konuda kardeş ülkelere rehberlik edebileceğini ve bu yolla asrın teknolojisinin yaygınlaşmasını sağlamasının mümkün olabilecektir. Aralarında kardeşlik bağı bulunan Türk Cumhuriyetleri’nin geleceğin teknolojisinde söz sahibi konuma gelmesini sağlamak, konu ile ilgili uluslararası yayın ve patent sayısını arttırmak, üretilen teknolojilerin endüstriyel uygulamalarda hayata geçirilmesini sağlamak ve dışa bağımlıılığın önüne geçmek ve en önemlisi geleceğin teknolojisinde Türkiye ve Türk Cumhuriyetlerinin etkin rol alabilmelerini sağlamak amacıyla tamamlayıcı unsur olan medyanın desteğiyle nanoteknolojik çalışmaların özendirilmesi ve toplumsal farkındalığın oluşturulması gerekmektedir. Ortak katılımla kurulacak nanoteknoloji araştırma merkezleri ile Türk Cumhuriyetlerinde ortak bilim politikalarının oluşturularak, ülkeler ve üniversiteler arası kalıcı ilişkilerin kurulması önem arz etmektedir. Bu merkezler yoluyla Nanoteknoloji alanında gerekli altyapının oluşturulması, geliştirilecek projelerin sürdürülebilir olması ve araştırma finansman kaynaklarının temin edilmesi mümkün olacaktır. Bu merkezlerde araştırmaları yürütecek bilim adamları yetiştirilerek, eğitim ve araştırma faaliyetleri geliştirilmelidir. Anadolu’daki en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Erzurum’un son dönemlerde bölgesinde saygın yeri olan bir bilim ve eğitim merkezi haline geldiği bu nedenle de ortak nanoteknoloji politikaları doğrultusunda kurulabilecek merkezlerin Erzurum’da olmasının çok isabetli olacaktır”
Doç. Dr. Türkez, 2010 yılında kurulan ve bu yıl Fen Fakültesi bünyesinde Moleküler Biyoloji ve Genetik ile Matematik, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi bünyesinde Makine Mühendisliği, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat ve İşletme bölümlerine öğrenci alarak eğitime başlayacak olan Erzurum Teknik Üniversitesinin bünyesinde İstanbul ve Ankara'dan sonra Türkiye'nin üçüncü Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi'ni kurulacağını ve bu merkezde nanoteknoloji-nanobiyoteknoloji ve diğer ileri teknoloji alanlarında çalışmalar yapacaklarını da sözlerine ekledi.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 cesim polat
 24 Haziran 2012 Pazar 14:36
çok güzel...
 Necati temizkan
 5 Haziran 2012 Salı 00:41
neden olmasın genç akademisyeni yürekten destekliyorum.
 11eylul
 31 Mayıs 2012 Perşembe 08:24
rektörluk secımı bıtınce cak lar cuklar bitmez inşallah üniveste kurulduktan sonra su ürünlerımı.hayvancılıkmı süt ürünlerımı besıcılıkmı teknolojimi yani kampusun erzurumluya kattıgı ne var mezun olup gıden öyrencılerın son zamanlar o da kalmadı gıbı esnafa yarıyodu ziya denen zat erzurumlu neyın kıymetını bilçek bilir sen işıne bak
 cemal mersin
 30 Mayıs 2012 Çarşamba 19:55
desteklenecek bir görüş..
 ejder tepesi
 23 Mayıs 2012 Çarşamba 10:23
Alperen'e,ben 4 bin karekterlik yorumla gerçekleri yazdım.Bende kıskançlık yok. Böyle bir şey bulmak da mümkün değildir. Eğer o yorumları anlıyorsan ne demek istediğim ortada.Birileri, gündem değiştirmek için,"Nanoteknoloji " demekle olmuyor.Yabancı akademisyenler, Nanoteknolojiyi üretiyorlar,sanayii maddesi haline getirip piyasaya sürüyorlar,ondan sonra demeç veriyorlar. Bizdeki gibi doğmadık çocuğa don biçmiyorlar.Bu dediklerini ne zaman üretir,piyasaya sürer ve dünyaya satarlarsa o zaman biz de takdir ederiz. Ben yazdıklarımı mertçe ve cesurca yazıyorum.Benim bir derdim de yok.Demek istediğim yukarıdaki yorumlarımda açıktır.Eğer anlıyorsan.Bizde agresiflik falan da yoktur.Biz bu şehirde,bu üniversitelilerin hep demeçle rini duyduk.Gözle görülür,elle tutulur bir üretimlerine rastlamadık.Bıraksınlar bu temenni türü demeçleri de iş yapsınlar iş.O bilgilerini göstersinler pozitif olarak biz de kanaat getirelim. Ama 55 yıldır bunu yapamadılar.Laf yerine teknolojik ürün istiyor
 serhat polat
 22 Mayıs 2012 Salı 17:58
güzel bir düşünce... tebrikler
 EJDER TEPESİNE
 21 Mayıs 2012 Pazartesi 09:54
ya sen niye bukadar bağırıyon anlamadım yani olsa kötümü olur niye bu kadar agresif ve kıskançlık krizindesin özel bir meselen varsa açıksa söyle yok eğer baska bir derdin varsa onuda mertçe yaz çok ayıpppp Alperen
 siyami nodol
 21 Mayıs 2012 Pazartesi 08:45
nono merkezi olmakla ne kazanacağız. bekleyelim görelim
 ceren
 20 Mayıs 2012 Pazar 19:53
ilginç bir teklif. neden olmasın. desteklenecek bir öneri olduğu tartışmasız gerçek
 mert doğan
 20 Mayıs 2012 Pazar 14:20
sayın hasan hocam, heyecanınızı paylşıyoruz. inşallah yakın zamanda gerçeğe dönüşür. hemşerimiz ve hocamız olmanızdan ayrıca gurur duyuğumuzu belirtmek isteriz. ziya gökalp lisesinden öğrencilerinizle haberi birlikte okuduk. hocam sizin büyük işler başaracağınızı tanıdığımız günden itibaren ümit ediyorduk. selamlar ve saygılar
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi