MENÜ
Erzurum 13°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bahçeli'den ‘TRÇ' ittifakı açıklaması
Siyaset
19 Eylül 2025 Cuma 07:12

Bahçeli'den ‘TRÇ' ittifakı açıklaması

Bahçeli, İsrail'in Gazze başta olmak üzere bölgede gerçekleştirdiği saldırıları ve saldırıların etkilerini değerlendirdi. Bahçeli yazılı açıklamasında Amerika-İsrail'in işbirliğinden söz ederek Türkiye, Rusya ve Çin ile oluşturulacak yeni bir ittifaka dikkat çekti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek ‘TRÇ' ittifakının inşa ve ihya edilmesidir. TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir" dedi.
MHP lideri Bahçeli, İsrail'in Gazze başta olmak üzere bölgede gerçekleştirdiği saldırıları ve saldırıların etkilerini değerlendirdi. Bahçeli yazılı açıklamasında Amerika-İsrail'in işbirliğinden söz ederek Türkiye, Rusya ve Çin ile oluşturulacak yeni bir ittifaka dikkat çekti.

"İsrail'in tahrik dozunu arttırarak hunhar saldırganlığını devamlı genişletmesi hem ülkemiz hem de mücavir coğrafyalar aleyhine ciddi bir tehdittir"
Gazze'de halkın imha ve itlaf süreci vahşetin akılları ihlal eden her türlü yol ve yönetimiyle ilerletildiğine dikkati çeken MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Haydut ve deccal devlet konumuna sabitlenen İsrail aleni şekilde işlediği ve ikmal ettiği yüzyılın soykırım suçuyla yeryüzü lanetlisi olarak serpilmiş ve sivrilmiş haldedir. Bu kapsamda en ağır siyasi ve hukuki bedelleri ödemekten de kurtulamayacaktır. Siyonist barbarlığın toplu cinayet ve katliamları hiçbir inanç ve kitaba sığmayacak seviyede ve şiddet noktasındadır. Artık ezbere dayalı açıklamaların bağlayıcılığını kaybettiği, şablon ve sıradan kınama mesajlarıyla dehşet verici vaziyeti geçiştirmenin mümkün olmadığı bir aşamaya gelinmiştir. İsrail sadece Filistin halkına değil, bölge ülkelerine ve dünya genelindeki suçsuz günahsız insanlara da musallat olmuş, vahim ölçüde melanet ve musibet odağı haline gelmiştir. Gazze Şeridi 712 gündür ateş ve saldırı altındadır. Sadece mazlum bir halkın yok oluşu ve yurdundan koparılışı değil, insani değer ve mirasın da harabelere gömüldüğü zulüm ve zulmet dolu sahneler insanlığın ortak hafızasına kazınmıştır. Artık Gazze'de süregelen insani felakete sabır ve tahammül kalmamıştır. İsrail'in tahrik dozunu arttırarak hunhar saldırganlığını devamlı genişletmesi hem ülkemiz hem de mücavir coğrafyalar aleyhine ciddi bir tehdittir. Bu tehdit karşısında tüm ihtimaller üzerine çalışılmalı, daha ötesi tetikte bekleyerek son derece tedbirli ve teyakkuz içinde hareket edilmelidir" ifadelerini kullandı.
İsrail'in 9 Eylül'de Katar'a yaptığı hava saldırısının ardından 15 Eylül'de Doha'da toplanan Arap-İslam ülkeleri zirvesinin 25 maddelik sonuç bildirgesinin de Gazze'ye yönelik kara operasyonunu durdurmaya yetmediğini belirten Bahçeli, Körfez ülkeleri ve bütün İslam âlemi ‘Filistin davasına' önşartsız sahip çıkarak gün geçtikçe derinleşen soykırım vahşetine somut, sonuç odaklı ve ikna edici politikalarla cephe açılması gerektiğini söyledi.

"Toplum ABD-İsrail ortak yapımı cinayet ve yıkım politikasına sonuna kadar direniş göstermelidir"
Gazzeli bebeklerin kanı üzerinden servet ve şöhret pazarlığına girişenlerin, haksızlık ve zulüm karşısında çıkarlarının kaygısıyla sessiz kalmayı tercih ederek zalimlerle aynı çizgiye düşen utanmazlar olduğunu dile getiren Bahçeli, "Hiçbir bahaneye sığınmadan başta İslam ülkeleri olmak üzere uluslararası toplum ABD-İsrail ortak yapımı cinayet ve yıkım politikasına sonuna kadar direniş göstermelidir. Gelecek hafta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı bu hususta mühim bir fırsat olarak ele alınmalı, İsrail küresel yalnızlığa hapsedilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) Genel Kurul'da yapacağı konuşmasının mazlum ve mağdurların ortak seslenişi, zalimlerin titreten ve alayının gözünün içine baka baka hakkı haykıran bir içerikte olması samimi dilek ve beklentimizdir. Ortadoğu'da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın Filistin sorunu yok sayılarak, mazlum Filistinli kardeşlerimizin meşru ve hukuki hakları göz ardı edilerek tesis ve temin edilmesi söz konusu değildir. İsrail Başbakanı'nın ilk kıblemiz Kudüs ile ilgili tahakkümcü ifadeleri, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan söz ve beyanatları elbette ayağımızın altındadır. Kudüs'ün tarihsel, inanç ve kültür temelli manevi statüsüyle oynamaya azmetmiş çevreler insanlık vicdanında yok hükmündedir" diye konuştu.

"Kulun hesabı varsa, Allah'ın da hesabı vardır"
Türkiye'nin doğru stratejiyle, her türlü diplomatik imkanı kullanarak Kudüs meselesini uluslararası toplumun gündeminde sıcak tutmayı başardığını aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:
"İstanbul'da muhafaza edilen arkeolojik mahiyetli taş tablete dayanarak ‘Kudüs bizimdir' demek bir yanda tarih bilmezliğin, diğer yanda meczup ve cahilane bir üslubun tezahürüdür. Şayet 2 bin 800 yıl öncesinden başlayarak iz sürecek olursak Türk milletinin her yerde, her coğrafyada hak ve tasarruf yetkisine haiz olduğu açıkça görülecektir. Unutulmasın ki, Kudüs Harem-i Şerif'tir. Kudüs Miracımızın onurudur. Kudüs ilk kıblemizin şeref payesidir. Kudüs İslam'dır, iftihardır, itibardır, iradedir, iffettir. Kudüs vatan, Kudüs vicdan, Kudüs ecdat, Kudüs hepimizin namusudur. Bu namusa el uzatan Siyonizmin tetikçileri ve onların işbirlikçileri kaybetmeye hem insanlık hem de Allah nezdinde mahkûmdur. Kulun hesabı varsa, Allah'ın da hesabı vardır. Kul tuzak kurmuşsa, onu bozacak, onu alt edecek ilahi bir tuzak muhakkak varlığını gösterecektir. Oyunlarla elimizden alınan yerin adıdır Kudüs. 9 Aralık 1917'de işgal edilen vatandır Kudüs. İstanbul'dan atanan idarecilerle 4 asır yönetimimiz altında bulunan şehrin şanıdır Kudüs. Efendimizin mukaddes mirası, Hz.Ömer'in şerefli emaneti, Selahaddin Eyyubi'nin göz nuru, Yavuz Sultan Selim'in tükenmez heyecanı, Kanuni Sultan Süleyman'ın kutlu rüyasıdır Kudüs."

"Yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek ‘TRÇ' ittifakının inşa ve ihya edilmesidir"
Kudüs'ü yüzyıl önce bırakmak zorunda kalındığını vurgulayan Bahçeli, "Hiçbir zafer bedava kazanılmaz. Hiçbir başarı yattığımız yerden elde edilemez. Zorlayacağız, zora dayanacağız, zorbaların üstüne üstüne gideceğiz, haklı davamızdan tek bir adım geri atmayacağız. Çünkü Kudüs düşerse tarih düşer, İslam zaafa uğrar. Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur. Buna da kimsenin hakkı yoktur. Bunu da hiç kimse yapamayacaktır. Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek ‘TRÇ' ittifakının inşa ve ihya edilmesidir. TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir. Çaresizlik, ümitsizlik ve çözümsüzlük kuraklıktır, durgunluktur, eylem ve düşünce boyutuyla içe kapanmaktır" dedi.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ALPER TUNGA
 19 Eylül 2025 Cuma 15:37
Doğu Türkistandaki zulme rağmen nasıl çin ittifakı,Allahını seven izah etsin?
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi