MENÜ
Erzurum 27°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Zeki misin, akıllı mı, yoksa kurnaz mı?
İsmail Aydemir
YAZARLAR
9 Eylül 2007 Pazar

Zeki misin, akıllı mı, yoksa kurnaz mı?

Ahmaklık üzerine yazdıklarımıza en ciddi eleştiri ne oldu biliyor musunuz?

“Zeka, akıl ve kurnazlık” tefrikini yapmadan ahmaklığı anlatmaya kalkışmamız...

Evet... evet...

Çok sayıdaki okurumuzdan bu yönde elektronik posta aldım...

Birisi aynen şunu söylüyor...

“Ahmaklığı öyle bir anlatmışsınız ki, gören, duyan, okuyan da zannedecek ki, ‘kötü bir şey’ den bahsediliyor... Halbu ki, günümüzde en geçer akçe bu... Size düşen mefhumu muhalifinden değil, doğrudan zekayı, aklı anlatmak olmalı....”

Madem öyle...

Biz de...

İşte böyle deyip, “sosyal zekamız” ölçüsünce anlatmaya çalışalım...

Öncelikle sıralayalım...

Zeka...

Akıl..

Kurnazlık...

 

***

Beynin algılama hız ve kapasitesine zeka deniyor...

Bu hali avami lisanla izah...

“Leb demeden Çorumu anlamak” şeklinde...

Zeka’nın çok sayıda çeşidi mevcut...

Espri kabiliyeti yüksek olanlar genellikle dilsel zekası yüksek olanlardır...

Bu tiplere halk dilinde “hoş sohbet” de denir...

Bir başka zeka türü “matematiksel zeka”dır...

Sorgulayan, kısa sürede akıldan hesap yapabilen tiplerdir...

Görsel zeka, bedensel zeka ve müziksel zeka’yı izaha gerek yok...

Sosyal zeka ise...

Muhiti ile konuşmaktan zevk alan, sorunları çözmede öncelik alan, bir lider olarak davranan ve pratik yaşam tecrübesi olan tiplerde açığa çıkar...

 

***

Bu zeka türleri tek tek bulunabileceği gibi...

Bir şahısta tamamı da açığa çıkmış olabilir.

 

***

Gelelim akıl denen “nazar değmez” şeye...

Tarif şu:

Algıladıklarımızın ışığında bilinmez olanı bulmaya çalışan yargılayıcı yaklaşım...

Ya da mekanizma...

Üç aşağı beş yukarı her insanda açığa çıkıyor...

Ne ki, “kullananlara ve kullanmayanlara göre” tarif değişiyor....

 

***

Geldik işin en can alıcı kısmına...

Yani...

Kurnazlık mefhumuna...

“Kurnazlık "doğru olmayanı" "doğru" imiş gibi göstererek, kendi çıkarı için "doğrunun peşinde olan aklı" yanıltma çabalarının bütünü.

 

***

Bu hal doğuştan değildir...

Genellikle çevre şartlarıyla birlikte gelişir...

Bulunulan sosyal çevre, aile çevresi ve diğer etmenler kurnazlık denen efsunkar(!) yapıyı geliştirir ya da söndürür...

Ülkemizde mebzul miktarda kurnaz vardır...

Ne ki...

Bu tiplerin çoğu, “zeki”, ya da “akıllı” olmakla övünür ya da övülürler...

Kendilerine ya da bir başkasına bu yakıştırmayı yapanları kınamamak lazım...

Zira...

Öylesine ince ayar gerektiriyor ki...

Debil... hatta hatta embesil düzeydeki kurnazlar dahi zaman zaman “çok zekiyim” veya “amma da akıllıyım” derler...

Yeri gelmişken...

Bahsimizi yakından ilgilendiren embesil ve debil tariflerini de yapalım...

0-5 yaş grubu zekâsı taşıyanlara embesil...

5-12 yaş grubu zekâsı taşıyanlara debil denir...

İşte bu yüzden de...

Debil ile normal zekası olanlar arasında kalanlara "az bir şey debilitesi var.." derler..

Kurnazlık ayarını kaçırmazlarsa...

Bu tiplerin yaptıkları güzel şeyler de var...

Belledikleri işi iyi yaparlar, çalışkandırlar, kurallara sıkı sıkıya bağlıdırlar..

 

***

Tariflerimizi böylece yaptık...

Şimdi de ince ayar yapıp; tarifleri kimi düşünürlerin zihniyle netleştirelim.

Düşünür Alain: “Zeki görünenlere acırım ben, zeki görünme öyle bir vaaddir ki, o vaadi tutma olanağı hiç bir zaman bulunamaz”

Mizah yazarı Daniel Brunet ise: “Zeka para gibidir. Kötü kullanılan büyük bir servet, nasıl insanı iflasa götürürse, ustaca kullanılan küçük bir sermaye de, kişiyi pekala başarıya ulaştırabilir” diyor...

Bir başka düşünür ise bam telinden yakalamış ve: “Tek başına zeki olmaktansa, herkesle birlikte aldanıp gitmek çok daha iyidir” demiş...

Zeka ve ahmaklığı anlatma sadedinde ise Thiaudiere şunu söylemiş: "Ahmaklık kendini göstermek için ön sıraya geçmiş. Zeka ise görmek için arka sıraya yerleşmiş."

 

* * *

Akılla ilgili olarak da...

En anlamlı ve okkalı tarafından söylenmiş olanla yetinelim...

Albert Samin, “ihtiras uçar, zevk koşar, akıl ise yürür; o nedenle de her zaman geç gelmesinde şaşılacak bir şey yoktur” diyor...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi