‘Yol iz üzerine kurulur.’
Değişmez kaidedir bu.
Avrupa’da park yapımlarında yaya yolları belirlenirken uygulanan kural böyle.
Önce park alanı tespiti, sonra o alana uğrayan vatandaşların bıraktığı ayak izlerinin kaydedilmesi ve park yollarının buna göre dizaynı.
Kaide sabit: ‘Yol iz üzerine kurulur’
Bu genel geçer kaydın içerdiği diğer anlam ise çoğulculuk, demokrasi ve istişaredir.
Danışmak ve dayanışmak.
‘Bir elin nesi var, iki elin sesi var’ hakikati.
Meşveret ve istişare bizim olmazsa olmaz toplumsal üslubumuz.
İslam ansiklopedisinde Meşveret, ‘İslâm devlet geleneğinde önemli bir yeri olan meşveret usulü Osmanlı Devleti’nin hemen her devrinde sıkça başvurulan bir uygulamadır. Gerek divan toplantılarında gerekse bunun dışında ihtiyaç duyuldukça bu tür görüş alışverişlerinin yapıldığı bilinmektedir. Meşveret toplantıları, çeşitli kesimlerden görüşülecek konuyla ilgili kimselerin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilirdi.’ ifadeleriyle tarif ediliyor.
İstişare ise insanların, yöneticilerin, topluma yön verenlerin, istikamet çizenlerin bir konuda görüş alışverişinde bulunması.
Yine İslam Ansiklopedisinin tarifiyle Şura ise, ‘İslâmî literatürde yöneticilerin ve özellikle devlet başkanının görev alanlarına giren işler hakkında ilgililere danışıp onların eğilimlerini göz önünde bulundurmasını ifade etmek.’
Şura, Meşveret ve İstişare Türk İslam Medeniyetinin, fikir kimyasını oluşturuyor.
Bu kültürden ayrılan ise ‘Kılavuzu karga olanın’ darbı meseleyle anlatılıyor.
Her ne kadar ebesi çok olan çocuğun gözü şaşı olur denilse de, gerek kişisel ve gerekse toplumsal olgularda başarının yolu danışma, dayanışma ve fikir alışverişinden geçiyor.
Bu noktada AK Belediyecilik Modelinin başarısındaki sır da ortaya çıkıyor.
Halka çıkmak, onu dinlemek ve yol haritasını buna göre belirlemek.
Değişmez bir gerçek var.
Muhafazakar partiler her daim yerel yönetimde başarılı..
Diğerlerinin ise başarısı yok.
Bunu anlamak için Cumhur İttifakına bağlı Belediyeler ile diğerlerinin yönettiği Belediyelere bakmak kafi.
Hiçbir siyasi taassuba bürünmeden hakkı teslim edeceklerin ortak kanaati budur.
İşin sırrı halkla bütünleşmek, onun ufkunu benimsemek ve onunla hareket etmek.
Gerçek sabit: ‘Yol iz üzerine kurulur’..
Hizmetlerinin tamamının halka yansıtıldığı kurumdur Belediyeler.
Yoldan suya, ulaşımdan gıdaya..
Halkla iç içe olan ve pusulasını halkın ihtiyaçlarına göre belirleyen kurumlar Belediyeler.
Yerel yönetimlerin başarı durumlarına bakıldığında, yerleşik kavram ile AK Belediyecilikle diğerleri kıyaslandığında ortaya çıkan hakikat.
AK Belediyeciliğin, Cumhur ittifakına mensup partilerin başarılarının ardında istişare var.
Diğerlerinin durumu ortada.
Tam manasıyla demokrasi hakim AK Belediyecilikte.
Halk ne derse odur, kuralı geçerli.
Diğerlerinde ise maalesef ve maalesef halka inmek düşüncesi hakim.
Milletvekili Sayın Aydemir’in sıkça vurguladığı üzere; ‘AK Modelde ise tek yol halka çıkmak, halkın seviyesine yükselmek’, esas olan.
Tepeden bakmak yok.
Ötekileştirmek yok.
Halkın irfanına, vicdanına saygı var.
Halkın ortak aklına teslimiyet var.
Halkın kanaatine güven var.
Bu da başarıyı getiriyor.
Diğerlerinde öyle mi?
İstanbul’a, İzmir’e, Antalya’ya bakın.
Bir de Erzurum’a, Bursa’ya, Konya’ya..
Ordu’ya, Rize’ye, Trabzon’a..
Buralarda yaşayanların, parti tercihi gözetmeden söylediklerini dinleyin.
Oraya çıkan gerçek, Cumhur ittifakı yönetimindeki belediyelerin başarısıdır.
İl il, ilçe ilçe değişmeyen gerçek bu.
Hakkı teslim etmek lazım.
Bir diğerlerindeki toplu taşımaya bakın, bir de AK Modelin işletildiği illere.
Devasa fark var.
Bu işin, AK Modele gelen başarının sırrı değişmiyor: ‘Yol iz üzerine kurulur’
Yani, halkla ilerleyen başarıya erişir.
Yani halkı dinleyen yanlışa düşmez.
Yani ecdadın kültürü değişmeyen rotadır: ‘Yol iz üzerine kurulur’