Çocukluğumda kışların hiç gelmesini istemezdim çünkü kış demek öğlenden sonra havanın kararması demekti, havanın kararması ise bir çocuk için herhalde istenmeyen bir şeydi. Şimdi ki gibi evlerde televizyon, bilgisayar ıvır zıvır yoktu, yani bir çocuğun öğlenden sonra kararan havada evde yapacak hem de sobalı evde yapacak hiçbir şeyi yoktu.
Biraz büyüdükçe kışın, günlerin kısalması sonucu erken kararan havanın daha da erken kararmasına yol açan şeyin aslında “yaz saati uygulaması” olduğunu anladım. Çünkü saatler bir saat geri alınıyor ve doğuda saat 15’de karanlık çöküyordu.
Yaz saati uygulaması elektrik tasarrufu için yapılıyor deniyordu, çocuk aklımızla “Yahu hava erken kararıyor ve herkes elektriğini öğlenden yakıyor” bu nasıl tasarruf diye düşünürdüm.
Düşünün doğuda kar yağmış 2 metre olumsuz hava koşullarına insan zor dayanıyor. Issızlık, sessizlik birde öğlende kararan hava yok mu işte o son noktayı koyuyor ve psikolojik yıkım başlıyor bütün insanlarda.
Çocukluğumda iyi hatırlıyorum, öğlende kararan hava nedeniyle ortaokulda gecenin bir yarısında okuldan çıkardık, başıboş köpek korkusu ile birkaç arkadaş bir araya gelirdik ve ayazın kulaklarımızı, çantamızı tutan ellerimizi (o zaman sırt çantası nerede?) kavurmasına aldırmadan bir an önce eve ulaşmanın telaşı içerisine girerdik.
Bu sıkıntı uzun yıllar devam etti gitti. Ta ki geçen yıla kadar. Hayatımda ilk kez geçen yıl kendimi çok iyi hissettim, çünkü yaz saati uygulaması yapılmadı ve işten eve karanlıkta dönmedim, psikolojim bozulmadı, ama bu seferde İstanbul’da yaşayanlar yok çocuklarımız karanlıkta okula gidiyor, yok karanlıkta işe gidiyoruz diye yaygara koparmaya başladılar, bizde yıllarca karanlıkta okuldan geldik, karanlıkta işten çıktık, karanlıkta çocuklarımızı okuldan aldık. Hem de öğlenden sonra kararan havanın psikolojimizi bozması pahasına.
Ülkemiz yerel saat uygulaması için yeterince coğrafi büyüklüğe sahip değil.
Benim sözüm batıda yaşayanlara yıllarca doğuda yaşayanlar öğlenden sonra kararan havanın psikolojilerini bozmalarına sessiz kaldılar, siz en ufak bir sıkıntıya gelmiyorsunuz hemen, yok çocuklarımız karanlıkta okula gidiyor gibi sızlanmaya başlıyorsunuz.
Doğuda yaşayanların canı yok mu?