Kur’an-ı Kerim, insanı akletmeye davet eder. “Aklınızı kullanın,” der, tekrar eder, ısrarla yineler. Çünkü akıl, insanı insan yapan en büyük nimettir. Ne diyor Rabbimiz? “Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırırım!” Bu ikaz, inananlara yapılmıştır. İnsana yapılmıştır. Aklını kullanmayan, nimetlerin içindeyken bile sefaletin en dip noktasına varır.
Bugün İslam dünyasına bir bakın; fakr-u zaruret içinde, savaşın ve gözyaşının göbeğinde. Kan gölüne dönmüş coğrafyalar, aklını kullanmayan toplumların trajik hikâyesidir. Oysa petrol zengini Arap ülkelerine bakın! Yer altı zenginlikleriyle dolu topraklarda halk sefalet içinde, yönetenler ise lüks ve israfın zirvesinde. Niye? Çünkü akıl kullanılmıyor.
Yedi milyonluk İsrail, birkaç yüz milyonluk Arap dünyasını nasıl sindiriyor? Bunu soralım kendimize. Cevap basit: Aklını kullanmayan her toplum, önce kendi düşmanı olur. İsrail aklını kullanıyor; eğitimde, teknolojide, savunma sanayinde. Araplar ise yerinde sayıyor. Bağımlı oldukları silahları dışarıdan alıyorlar, kendi topraklarındaki hazineleri işletemiyorlar. Çünkü akıl kullanmıyorlar.
Müslüman âlemi, akletme görevini unuttu. Zenginlik verilmiş, petrol verilmiş ama akıl yoksa bunlar neye yarar? Kendi hazinesine kilit vurup, başka ülkelerin nimetlerine el açanlar mı akıllıdır? Başkalarının buluşlarını, silahlarını kullanmakla övünenler mi? Asıl problem burada işte. Aklını kullanmayan toplumlar, başlarına pislik yağdırılan toplumlardır.
Bugün savunma sanayine bakın! Arap ülkelerinde orijinal bir şey var mı? Hep dışa bağımlı, hep başkalarının eline bakan. Akıl kullanmayınca, başkalarına muhtaç olunur. İşte bu yüzden, yüz milyonlarca Müslüman, kendi zenginliği içinde yoksul, kendi topraklarında tutsak, kendi aklında esirdir. Bu esaret, maddi değil, zihinsel bir esarettir.
Ve diyoruz ki, her birimiz aklımızı başımıza almazsak, bu pislik yağmuru hepimizin üzerine yağacaktır. Cemil Meriç’in o tok sesiyle dile getirirsek, “Köleler aklını kullanmayanlardır.” Özgürlük, akılla başlar; aklı terk eden ise kendi cehaletinde boğulur. Rabbimiz defalarca uyarıyor; aklını kullan diyor, düşün diyor. Eğer bu davete icabet etmezsek, kendi yazdığımız bu karanlık senaryoda başrolü oynamaya mahkûm oluruz.