MENÜ
Erzurum 19°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sene-i devriyesinde Nevzat Kösoğlu
Bünyamin Aydemir
YAZARLAR
10 Ekim 2014 Cuma

Sene-i devriyesinde Nevzat Kösoğlu

Havuzbaşında yapımı bitmek üzere olan kent meydanı için bir isim önerdik. Erzurum’un yetiştirdiği bir düşünce adamı, “iyi insan” tarifine birebir oturur nitelikte abide bir şahsiyet, Nevzat Kösoğlu.

Bugün aramızdan ayrılışının sene-i devriyesi.

Nevzat Kösoğlu çok sayıda eser vermiş bir mütefekkir olmasının yanında siyasetle de ilintili bir büyüğümüzdü. Ne ki, ismi siyasi kimliğini örttü, hep siyaset üstü biri olarak algılandı. Sağ’dan Sol’a, her cenahtan büyük bir saygı halesi içinde yaşadı.

Ölümüyle de bu durum çok daha netleşmişti zaten.

Hastalığı safhasında başta Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız olmak üzere devlet erkanından ciddi ilgi söz konusu olmuştu.

Dahası Türkiye’yi takip eden dünya efkarının da tanıyıp kıymet verdiği biriydi.

Vefatından sonra başta Türk Cumhuriyetleri olmak üzere çok sayıda devlet yetkilileri taziye mesajları yayınladılar.

Her yönüyle iftihar edilecek örnek bir dadaştı.

O’nu en güzel tarif, ETSO’nun eski başkanı Muammer Cindilli ağabeyimize ait. Diyor ki, “Nevzat Bey, milli, hatta beynelmilel bir alim. Onu şehir asabiyetinin içine hapsetmek haksızlık olur belki. Ama bir hemşehri yayını için kaleme alınmış bir yazının bitiş cümlesi masumiyeti ile diyelim ki;

Müslümanın Türkçe konuşanına Türk.

Türkün has evladına Dadaş.

Dadaşın en has igidine de Nevzat Kösoğlu derler efendim.”

***

Israrla yeniden altını çizip ilgililerden, yetkililerden yeniden ricada bunuyoruz ki,“Kent Meydanı” için en yakışır isim “Nevzat Kösoğlu Kent Meydanı”dır.

Bu teklifimize eminiz ki, başta içişleri Bakanımız Efgan Ala, Sağlık eski Bakanımız Recep Akdağ, değerli milletvekillerimiz, Adnan Yılmaz, Fazilet Dağcı Çığlık, Cengiz Yavilioğlu, Muhyettin Aksak ve Oktay Öztürk de katılacaklardır.

Yapılacak tek şey Büyükşehir Belediye Başkanımızın olur vermesidir.

Umuyoruz kabul görsün!

 

***
Madem bugün Nevzat Bey’in ebedi aleme göçüşünün yıldönümü, o halde sütunumuzu onun kente ve değişime dair tespitleriyle de süsleyelim.

Buyurun:

“İlk kez gördüğünüz ve çok beğendiğiniz bir kentin, sevgisi kolaydır; asarsınız yağlıboya bir tablosunu yahut iyi çekilmiş bir fotoğrafını duvara, seyreder, zevk edersiniz. Uzun yıllar yaşadığınız, hele çocukluğunuzu geçirdiğiniz bir kentin sevgisini ise resimle doyuramazsınız. Baktıkça hasretiniz büyür, derinleşir; tuzlu su içmiş gibi olursunuz. Çünkü bir semtte yaşamakla onun manzarasını seyretmek farklı şeylerdir. O güzel Yedinci Şehir'in yazarı Özkan Yalçın, "Bir şehirde yaşamak ayrı, bir şehri yaşamak ayrıdır" diyor. Bir kenti yaşarken coğrafyasıyla, insanlarıyla, ağaçlarıyla, kuşlarıyla bütünleşirsiniz. Yaşadığımız semtin bütün dokusunda bizden bir şeyler vardır' küçük yahut büyük; biz ona hatıra diyoruz. O semti, tek boyutlu manzarası ile değil, derinliği, canlılığı, sıcaklığı olan hatıraları içinde severiz. Bu duygusal bütünleşmenin daha çok çocukluk ve ilk gençlik yıllarında oluştuğunu sanıyorum.

Büyük kentler hayatı nesnelleştirip şeyleştiriyor; çok kurallı, insanları içine kapatan soğuk bir ilişkiler ağına dönüştürüyor. Yıllar önceydi; gecenin bir saatinde Ankara Demetevler'de yürüyerek eve gidiyordum. Karşı kaldırıma yakın bir yerden "Selamünaleyküm" diyen bir ses duydum. Gecenin bir saatiydi. Baktım, aşağı doğru yürüyen tanımadığım biri bana selam vermişti. Birden o karanlık sokak nasıl ışıklandı; içim birden nasıl aydınlandı! O çamurlu yol pırıl pırıl olmuştu.

Büyük kentlerde yüz binlerce insan, her birimiz aynı zenginlikler içinde nasıl böyle yoksul, bir selama muhtaç, bir tebessümle mutlu olabilecek açlıkta yaşadığımızı o zaman derinliğine fark ettim...

Şehirlerin geçirmekte olduğu büyük ve hızlı değişim, çevremizde kalıcı izler bırakmamıza yahut içimizde saklamamıza imkân bırakmıyor. Çocukluğunuzun geçtiği sokağı birkaç yıl içinde bütün dokusu ile değişmiş buluyorsunuz. Değişim/Bütün hatıralarınızı da silip süpürmüş; nesini seveceksiniz? Eğer o sokağın, evleri, kaldırımları, ağaçlan ve insanları ile yaşattığınız bir sıcaklığı varsa, soğuk bir duş yemiş gibi olursunuz. Önemli ya da önemsiz, sizi yapan şeylerden bir kesimi yıkılıp gider; içinizden kopan bir parça ölmeye başlar; sevginiz soğumaya yüz tutar. Bu duyguyu hemen her insan, bir ölçüde yaşamış ve edebiyata epeyce malzeme olmuştur.

Sevmeye devam edebilmek için, çevredeki bu değişmenin şok hâlinde olmaması, sindire sindire yaşanması gerek. Büyük kentler, bu soğuk ilişkilerin yanında, bizde hiçbir hatıra bırakmayacak biçimde hızlı ve hoyrat değişiyorlar.

Yaşadığımız kasaba ise elimizin altında değil; zaman uzuyor ve hem bizi, hem kasabamızı değiştiriyor. Arayı biraz açıp da yıllar sonra oraya gittiğinizde, artık ne siz osunuz, ne semtiniz yaşadığınız o semt...”

 

***
Rahmetli Kösoğlu’nun her eseri ayrı ayrı çok kıymetli. Ancak “Geçmiş zaman peşinde yahut vaiz’in söyledikleri”nin yeri çok farklı.

 Orada, özelde İspir olsa da, aslında bütünüyle Erzurum anlatılıyor. Erzurum okumalarının baş yapıtı dersek abartmış olmayız.

Eseri ve çağrışımlarını aktarmaya devam edeceğiz.

Değerli büyüğümüzü şükran ve minnet duygularımızla her daim hatırda tutacağız.

Nur içinde yatsın!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 M. Tevhit Gülseven
 12 Ekim 2014 Pazar 22:35
Yanılmıyorsam 1979 senato seçimlerinde aracını kullanarak bölgemizde köy köy, ilçe dolaşmıştık, yeşil bir steyşın Reno'su vardı ve ben kullanmıştım.. Ve çok şey öğrendiğim şahsiyetlerden birisiydi. Allah rahmet etsin..
 YAvuz Sunkar
 10 Ekim 2014 Cuma 13:05
Birde gelsin şimdi baksın ispireki eski ispirden ne kalmış.? hey gidi hey Allah rahmet etsin.
 Bülent Koç
 10 Ekim 2014 Cuma 13:04
Oraya bu tür isimler vermek Erzurum'u canlandırmak demektir. Siyasiler istemezler.
 Şakir Bakır
 10 Ekim 2014 Cuma 13:04
Bizde rahmetle anıyoruz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi