Resmen yorulduk…
Her gün bir başka iddia ile karşımıza çıkıyorlar…
Akla hayale gelmeyen isnatlar, iftiralar!
Devleti kalbura çevirme gayretindeler…
Allah var; kalabalıklar!
Hem de donanım sahibi insanlar!
Gedik açma mevzuunda korkunç uzmanlaşmışlar…
Başbakan’ın dirayetli duruşu olmasaydı, şimdiye çoktan ipleri ele almışlardı…
Öylesine organize, öylesine hazırlıklılar!
Hakkı teslim edelim ki, her yerdeler…
Paralel yapı tanımlaması halt etmiş!
Aslından çok daha cevval ve girişkenler…
Hani iyi niyetli bir benzetme var ya…
“Çocukla çocuk büyükle büyük” diye…
Bu hadiseye teşmil şöyle olsun!
Müslüman’la Müslüman, gavurla gavur!
***
Taa en başından söyledik ki…
Maksatları bağcı dövmek!
Hesapları tutsaydı, hükümet yer ile yeksandı…
Allah muhafaza, o durumda bunları tutabilene aşk olsun!
Koca Ordu’yu sindirdiler…
Kaldı ki, biz garibanlar!
Bırakınız telefonla konuşmayı, iki kişi bir ardaya gelemezdik!
Ölçü yok, endazeye kayıp bu yapıda!
Bizdensin, değilsin ayrımını köküne kadar yapıyorlar!
Hak, hukuk hak getire…
Bir köşe başında gariban bir adam bir ekmeklik yer mi açtı…
Durmazlar!
Hemen yanı başına bir tane de onlar kondururlar!
Birkaç arkadaş bir araya gelip bir şehir geliştirme derneği mi ihdas ettiler…
Bekleyin!
Bir aya kalmaz muadili karşınızdadır…
Etik anlayış bunların hanelerine uğramamış!
Bir de sığındıkları liman var ki…
Yapacağınız hiçbir şey kalmıyor!
“Allah için çalışıyoruz”…
O durumda teslim olmayıp ne yapacaksınız!
***
Erzurum’da hoş bir söz var…
Haddi aşanlar için söylenir;
“Herkes müsürlüğünü tanıyacak!”
Müsürlüğü bilmeyenler google’e başvursun…
Onu bunu bilmem…
Başkasının müsürlüğüne uzanırsan kamçıyla terbiye olursun!
Olmalısın!
Aksi halde, toplumsal cinnet ve yok oluş kaçınılmaz…
Üstüne basarak yineliyoruz…
Bu durumu aşmanın tek yolu var..
“Dirayetli Liderlik”
Şükür, şu ana kadar sergilenen budur!
Umalım, sonuna kadar gidilsin; taviz verilmesin!
Yadsınamaz hakikat aşikar…
Elini veren kolunu kaptırır…
Bizden söylemesi…