MENÜ
Erzurum 27°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Seçim, Enaniyet ve Kul Hakkı
Baki Gezmiş
YAZARLAR
28 Kasım 2013 Perşembe

Seçim, Enaniyet ve Kul Hakkı

Enaniyetin tavan yaptığı bir dönem.

Twitter’de herkes kendini takip edenin sayısıyla öne çıkıyor..

Övünüyor..

Şu kadar takipçim var diye..

Yalnız..

Takipçi sayısıyla övünenler bir şeyi atlıyor..

İki takipçilerini..

O yüzden nefislerine takılıp kalıyorlar..

Ya da tapıyorlar..

Herkesi takip eden 2 takipçi..

Biri bizi hiç yalnız bırakmayan, yaptıklarımızı kaydeden melekler..

Ve diğeri Azrail..

Yazın takipçileriniz arasına..

Yazın..

Sonra nefsinize bakın..

Azrail takipte deyin kendinize..

Sonra ister övünün, ister dövünün..

***

Büyükşehir Belediye Başkanı Küçükler ‘bu dönem aday edilemeyeceğim’ diyor..

‘Başbakan uygun görmedi..’

Sonra ekliyor: ‘verilecek göreve hazırım..’

Hakkında hayırlısı olsun..

Konya, Kayseri, Ankara’da partisi aynı isimlerle seçime giriyor..

Ama Küçükler yok..

On yıl insan ömründe çok büyük bir zaman dilimi..

Aslında şehirler için de öyle..

On yıl bir şehrin ‘Emini’ olmak kolay iş değil..

Ağır bir mesuliyet ve tarifsiz bir vebal..

Küçükler, nefsi için bir nimet ve belki de bir külfet olan bu on yılı nasıl değerlendirir bilmeyiz..

Ama, evinde ailesinin mesuliyetini, hak divanında hesabını nasıl vereceğini düşünenler için, 800 bin nüfuslu bir kentin hesabını vermek hiç de kolay değil..

Erzurum’a hizmetlerinizi anlatabilirsiniz..

Kendinizi methedip, nimet olarak da görebilirsiniz..

Ancak Allah’ın katında  neyi söyleyeceğiniz önemli..

Vereceğiniz hesap..Dünyada iyisiniz veya kötüsünüz, bilmeye irfanımız kifayet etmez..

Ambalajın her şeyden önemli olduğu bir devirde kimse içinize bakmaz..

Hak hariç..

Sorumluluk alanınızda bir hizmet eksiğiniz bir yetimi, bir dulu ağlatmış mıdır?

Ya da bir emekli, ya da bir dar gelirli yerine getiremediğiniz bir görevden dolayı ah çekmiş midir?

Yönettiğiniz kurumda bir haksızlığa yol açıp da, inlettiğiniz insan var mıdır?

Ya da..

Düşünün..

Kendinizi sığaya çekin..

Ve sonra…

İster övünün, ister dövünün..

***

Her seçim arifesinde İmam-ı Azam ve Ömer Bin Abdülaziz’i hatırlarım..

Rahmetle anar, onların yüksek vicdan ve irfanlarına gıpta ederim.

Kul hakkını üzerine almamak için Basra Kadılığını kabul etmeyip şehadet şerbeti içen İmam-ı Azam..

Beni hilafet makamından azlediniz, beni bu vebal makamına taşımayınız diye minberden feryat edip, iki yıllık hilafeti döneminde bir gece olsun uyuyamayan Ömer Bin Abdülaziz..

Hak divanında kul hakkını ödeyememe endişesi içinde özel bir dikkat kaydeden iki mümtaz sima..

Onları örnek alan var mı..

Herkes seçilmek peşinde ve yönetmek hevesinde..

Ya hak divanı..

Ya ilahi hesap..

Ya kul hakkı ve vebal..

Şakası mı var bu işin..

Ya da haşa Allah olanları görmez ve unutur mu?

Haşa..

O zaman..

***

Hiç duymadım, hiç işitmedim ki..

Bir aday, ister mebus ister Belediye Başkanı adayı..

Çıkıp da, ‘felan kimse irfanı, ilmi, tecrübesi, vicdanı ile benden daha layıktır’, desin..

Kendinden daha uygun biri için adaylıktan, dünyevi makamdan feragat etsin..

Görmedim, duymadım..

Herkes ‘önce ben ve sonra ben’ derdinde..

Ve bu benler, yüzümüzde, yüreğimizde bir kara leke olmaz inşallah..

İnşallah..

***

Merhum Akif’in bir tespiti var..

Bir sızlanması ve bir ağıtı.. Safahat aşinaları bilir..

‘Kaç hakiki Müslüman gördümse hep makberdedir..

Müslümanlık bilmem amma galiba göklerdedir’ diyor ya..

Gelin bu dizeleri dikkatle okuyun..

Okuyun ve okuyun..

Sonra isterseniz nefsinizle Övünün ya da dövünün..

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Nur içinde yat Akif
 29 Kasım 2013 Cuma 14:21
Mehmet Akif'in bir başka tespiti: 'Müslümanlık nerde? Bizden geçmiş insanlık bile/Adam aldatmaksa maksat, aldanan yok nafile'
 Mami
 28 Kasım 2013 Perşembe 23:47
Kul hakkı mı dediniz? Bilen var mı? Vebal? Ne anlarlar. KPSS ye girip ataması yapılmayan binlerce öğretmen!Hiç yazdınız mı?
 Nazmi
 28 Kasım 2013 Perşembe 20:41
acaba bu tespitlerinize birebir örtüşmese de benzerlik gösteren kaç kişi var bir atasözümüz var ona da iyi dedik haçı koynundan çıktı
 rafet k.
 28 Kasım 2013 Perşembe 18:25
yazilanlar guzel de kim uyuyo. hicccc!
 sadi metin
 28 Kasım 2013 Perşembe 12:04
aday adaylarına bakan herkes dediki bunların dışında birisi olur. Ve öyle oluyor gibi. Niye çünkü bunlar kendilerine hiç bakmıyorlar tartmıyorlar ve ne olduklarını düşünmüyorlar ve ortaya çıkıp adayız diyorlar. işte ahmet küçükler 10 sene yaptı ama yapamadı. tayyipli bir dönemi bile beceremedi. onun için dediğiniz kul hakkı bunların aklına gelmezki.
 A.KURTULUŞ
 28 Kasım 2013 Perşembe 10:38
Bugün ve daha ilerisi için de gerek memleket yada şehir,ilçe veya daha küçük yerleşim yönetimlerine talip olanlar ve gerekse temsil ettiği toplum yada gruplara yöneticilik yapanların sizinde yerinde yapmış olduğunuz tesbitleri konu başlıkları olarak görüyorum;'Düşüncem' İnşallah Erzurum'a da bahsettiğiniz özellikleri taşıyan(Ömer Bin Abdülaziz ve İmam'ı Azam gibi değerli mümtaz kişilerin hayat ve adaletleri ile güven sağlayan ve onlar gibi olmaya çalışan) kişi veya kişiler olur
 ejder tepesi
 28 Kasım 2013 Perşembe 09:54
Muhterem Baki Bey Kardeşim. Çok güzel söylemişsiniz.Allah razı olsun.Çok teşekkür ediyorum.Mutlaka Müslümanlar bu ülkede makamlara,mevkilere, idari görevlere talip olup gelmeliler, kariyer almalılar, meydan ne olduğu belli olmayanlara kalmamalıdır. Fakat bu göreve gelince de Sevgili Peygamberimiz(S.A.V)'in, 'Veda Hutbesi'nde buyurduğu "Size iki şey bırakıyorum, Kur'ân ve Sünnetimi" dediği bu değeri alıp bunların koyduğu ölçülere göre bu görevlerini yürütmelidirler.Yani Dediğiniz gibi,İmam-ı Âzam, Ömer bin Abdülaziz, Hz.Ömer (R.A.),Hz. Ebubekir (R.A.) gibi değerler ölçüleri olmalıdır. Hele hele Hz. Peygamberimizin ölçüsü,bunlarla birlikte, bunların üzerinde olmalı ve o ölçüye göre hareket edilmelidir.Amma nerede bu Müslüman idarecilerde o ölçü. Mesela Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.),müşriklerin bindiği o saf kan arap atlarına hiç binmedi hep halkın bindiği o develere bindi,hiç israf yapıp şeytanı sevindirmedi,hiç lüks içinde yaşamadı, hiç önünde hizmetçi orduları olmadı, hiç pahalı giyecek giymedi ve hiç pahalı yiyecekleri yemedi. Amma iş başına gelen bu sözde Müslüman idareciler ise ;Ebu Cehil,Ebu, Leheb'in yaptıkları gibi yaptılar, o saf kan arap atları mesabesinde olan çok lüks,değerleri 600 TL olan birkaç araca bindiler, çok lüks elbiseler giydiler, çok lüks yemekler yediler, hizmetçi orduları etraflarında fink attı vb.vb. sayılamayacak kadar çok.Şeytanı sevindirip onun kardeşi oldular. Ee bu paralar kimin parası?Fakir,fukaranın, garip,gurebanın değil mi? Bunlar Kur'ân'a, Sünnete bağlıyız demediler mi ? Peki nerede bu ulvi mefkureler ve ölçüler? Uymadılar. Makama, mevkiye gelince bunları unuttular. Gözleri döndü. Makam ,şaşaa, tantana başlarını döndürdü. Gözleri kör, kulakları sağır oldu. Firavunlar gibi yaşadılar. Peki oldu mu ? Hayır,hayır, hiç hiç olmadı. Peki karar kimin ? Karar bu aziz Milletin...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi