Nasihat...
Nasihat insana ait bir olgu…
Yaşı da yok bunun…
Genç, yaşlı hemen hepimiz pek severiz nasihat etmeyi…
Ana baba evlat’a, Patron çalışana…
Evlat da anaya baba’ya…
Yadırganacak bir durum değil bu…
Yani yaşın, başın pek bir ehemmiyeti yok…
Bir düşünür bu konuyla ilgili şu önemli tespiti yapmış:
“En kötü insan, bazen en iyi nasihatı verebilir”
Öyle…
Hem kaldı ki…
En cömertçe bağışlanan şeydir nasihat…
İşte bu yüzden olsa gerek pek çoğumuz kulak tıkarız nasihatlere…
Böylece de…
Panchantantra’nın söylediği gibi “Dostlarının, yerinde nasihatlarına kulak asmayanlar düşmanlarını memnun ederler” durumuna düşeriz…
Haa…
Kulak asmayanları kınayalım mı?
Kınamayalım elbette…
Zira… biliriz ki… “Nasihat vermek kolay, örnek olmak zordur”
Tabii…
Ziya Paşa’yı da unutmayalım isterseniz…
Ne diyor: “Nasihat ile yola gelmeyeni etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”
Bu konuda en beliğ en net ifade Feridüddin-i Attar’a ait…
Şöyle söylüyor: “Verdiği öğütü biraz tutan, bunu başkalarına da dinletebilir”
İsterseniz bu bahsi bir demet nasihat ile kapatalım…
***
Çok kibirli olursan, her aptala kanarsın
Özverili olursan, her gün ayrı yanarsın
Alçak gönüllü olmak, yakışır her insana
Yüksekten uçup yere, çakılana baksana
Mütevazı ol yavrum fakat sakın alçalma
Hoşlanma gösterişten lakin silikte kalma
İyiliği alkışla yaltaklık etme sakın
Her şeyde ölçülü ol aşırı gitme sakın
Kimi zekidir ama, aklını kullanamaz
Risk almadıkça, bil ki araç sollanamaz
Korku korkaktır, diye kendini de kandırma
Zekânı kullanmayıp, aklını utandırma
Tedbirli ol tedbiri korkaklığa vardırma
Namerde fırsat verme fırsat bulup kalp kırma
Tenkide tahammül et, tenkit etmesini bil
Haksızlığa baş eğme hakkın önünde eğil
Kişiyi tanımak için, sözlerine kulak ver
Dış görünüş insanı bil ki muallak eder
Sana değer verene, sen daha çok değer ver
Birazcık akıllıysan, aptal değilsen eğer
Sevgili gitti ise döner diye bekleme
Sevilen nankör olur, derdine dert ekleme
Sana gezip tozmayı vaat edenle eğlen
Lakin konuşmayı sevdiğin birisiyle evlen
Kıskançlık zayıflıktır, hiç kimseyi kıskanma
Kendine biraz güven, adını bile anma
Kıskanılan kişiyi, mükemmel biri sanma
Bil ki mükemmel yoktur, güzelliğe aldanma
Sevgi için kolunu sakın kapalı tutma
Sonra yalnız kalırsın bu sözümü unutma
Her Canım diyene oltada balık olma
Görünüşe aldanıp, saçla başını yolma
Her işinde adil ol kılı kıldan ayırma
Suçlu baban da olsa hakkını ver kayırma
Say ki sayıl evladım zulüm yolunu tutma
Her çıkış bir inişle biter bunu unutma
İddiacı ol ama haset seni yıkmasın
Hak doğruya yardımcı bu aklından çıkmasın
Yüksel başın dönmesin ihtirasla kör olma
Taş atana ekmek at, sakın ha nankör olma
Sen saygılı olursan elbet saygın olursun
Peh pehlerle popohlarla sarhoş baygın olursun
Fırsat kaçar elinden yaprak gibi kurursun
Trenin arkasından öyle bakar durursun
Dilediğin gibi yaşa evlat, nasılsa öleceksin
Lakin korkular seni ve hayatı yönetmesin
Evlat samimi olan, öncelikle masumdur.
Bilmek yapabilmeyi sağlarsa anlam bulur.
Okumayı huy edin, okumuş cahil olma
Ezberleme öğren ki, cahile dahil olma
Gerekiyorsa aç kal taklitçi güneş olma
Yeter ki cahillerin zenginine eş olma
Merhamet tohumları kalbine filiz atsın
Nur yüzün daima yolunu aydınlatsın
Maddeye esir olma yükselme iltimasla
Her seyinden feda et haysiyetinden asla
Menfaatten uzak kal varsın kesen dolmasın
Yeter ki bu cihanda yüzün kara olmasın
Vicdanına mağlup ol hislerini mağlup et
Azap içinde ölmek istemiyorsan şayet...