“Kurtuluş mu?” Dediniz?
Erzurum’da, Kurtuluş Bayramı ve şenlikleri için hazırlıklar, aylar öncesinden başlardı.
Şehir, baştan sona adeta kırmızı- beyaz renklere bürünürdü. Bayrak asmayanlar zabıta memurları tarafından uyarılırdı. Resmigeçit töreni, tam bir şenlik havasındaydı. Özellikle meslek kuruluşlarının geçişi, çok büyük ilgi toplar ve alkış alırdı. Sonra kadın, erkek, çocuk, 7’den 70’e herkes bayram yerinde, neşe içinde etkinlikleri izlerdi.
Kurtuluş günü öğleden sonra, açık havada Dadaşlar davul- zurna eşliğinde bar tutar, bando konser verirdi. Akşamları fener alayının ardından Kurtuluş Şenlikleri başlardı.
Şenlikleri uzun yıllar Erzurum Halk Oyunları, Halk Türküleri Turizm Derneği düzenlerdi. Hem de üç gün üç gece süren şenlikler olurdu. Anılarımızda önemli bir yer tutan kurtuluş şenliklerinin mimarı ise derneğin 32 yıl başkanlığını yapan rahmetli Sebahattin Bulut’tu.
Çok yönlü bir sanatçı olan Sebahattin Bulut’u tanıdığım için kendimi şanslı buluyorum. ‘Dadaş Sebo’ unvanlı Bulut, vatani görevini yaptığı Ankara'da tiyatro ile tanışıyor. Hatta sanatın bu dalına aşık oluyor. Devlet Tiyatrosundaki oyunları hiç kaçırmayan Bulut, askerlik sonrası 1950'de 'geldiği Erzurum’da ‘Çingene Kızlar' adlı bir müzikal yazıyor. Oyunun müziklerini TRT'de ney sanatçısı olan Suat Işıklı yapıyor. 1957 yılında yazdığı 'Hemşire' adlı oyunuyla TRT'de üçüncülük ödülü kazanıyor.
Sebahattin Bulut, sadece oyun yazmak, oynamak ve yönetmekle yetinmez. Sahnelediği oyunların ışık, dekor ve kostümlerini de hazırlar. Erzurum şivesini en doğru kullananlar arasında yer alan Bulut, iyi bir meddah ve taklit ustası olarak da ün yapar.
Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı Sebahattin Bulut (1926- 2006) bir yazısında kendini şöyle anlatır:
"Ben Erzurum isimli geline aşık olmuşum. Onun için yazdığım her oyun, her senaryo, her kitap, bu nazlı geline bir takı oluyor. O takı taktıkça, ben de gurur duyuyorum."
Eskiden sadece Erzurum’da değil, tüm ilçelerde kurtuluş günleri, görkemli törenlerle kutlanırdı. Bunların içinde sadece İspir’in kurtuluş programı farklı olurdu. Bozan köylüleri, İspir ilçe merkezinde düzenlenen törenlere, özel giysi ve tahta atlarla katılırdı.
Şimdilerde bırakın kurtuluş şenlikleri düzenlemeyi, ev ve işyerlerine, sevinçli gün anısına bayrak asmayı bile unutuyoruz. Gelelim bir başka özeleştiriye. Peki, bizim her fırsatta beğenmediğimiz o gurbetteki Erzurumlular ne yapıyor? Dernek, vakıf ve federasyonlar aracılığı ile bulundukları şehirlerde kurtuluşu yaşıyor ve yaşatıyorlar. İşte sıladakilerle gurbettekiler arasındaki en büyük fark da bu…