Efendimizin Miraç’a yükseldiği mübarek bir günü yaşıyoruz…
Bu iklime uygun bir şeyler sunalım…
Sabır ve seyir anlamına…
Ne güzel bir izahtır…
“İnsanlar; sataşanlara, haddi aşanlara, densiz eleştiride bulunanlara, gerçeği inadına örterek egosuyla karşıdakini mahcup etmeye çalışanlara verilecek en güzel, en yerinde, en güçlü cevabın; “Sessizce, Sükunetle Seyir” olduğunu bilselerdi; yeryüzünde üzüntü de, acı da, hüzün de filizlenecek benlik bahçesi bulamazdı!…
***
Harika bir örnektir yaşanmış Resul tavrı…
Hani Hz. Ebubekir’e kızgınlıkla bir şeyler söyleyen zatın hikayesi…
Adam bağırıp çağırıyor, Hz. Ebubekir sükut ediyor…
Bu hale şahit olan Efendimiz gülümsüyor; hoşuna gidiyor…
Bu duruma içerleyen sadakat ehli Ebubekir üzülüyor ve küçük bir karşılık veriyor…
Allah Resulü derhal orayı terk ediyor…
Hem de büyük üzüntüyle…
Sonrasında şu muhteşem tarif geliyor…
“Ya Ebubekir, o adam sana bağırırken sağından solundan melekler sana rahmet okuyorlardı… Ne zamanki sen karşılık vermeye başladın melekler orayı terk ettiler”
Anlayana ders büyük!
***
“Sessizliğin en güçlü cevap olduğunu fark etmek; aynı zamanda Öz Kudretin devreye girişini de seyretmektir!…” diyor ehli olanlar…
Savunma yapmayanı Allah savunur!…
Savunma yapmayandan çıkacak Öz Kudret; “OL”duran ve “ÖL”düren kudrettir!…
Keşke bilselerdi!…