Ekonomi ilmine ters düşse de, fiyatları piyasa koşulları değil vicdan belirler.
Yaşamı Soyut bir kavram olduğu için vicdanın parasal değeri yoktur elbette.
Kur’a göre belirlenmez.
Ancak toplumsal ve bireysel yaşama bir ölçü, kıvam ve değer kazandırır.
Yaşamı anlamlı kılar.
Vicdanın kaç para eder demeyiz ama, zihni, fikri ve ticari her alışverişte, yaşama ait her etapta muhataplarımızın vicdan ölçütlerini sorgularız aslında.
Bu bir tür enerji alışverişidir.
Ticaret başka, manevi değerler başka diyen yüzü kızarmazların yanında da değiliz, arkalarında da,
Bizim safında yer aldıklarımız, her şeyi Allah korkusuyla değerlendirenlerdir.
Vicdan bir hak terazisidir ki, bazısında olmaz, bazısında ise her şeyden önce gelir.
Daha fazla kazanma, hatta gözyaşlarına, ahlara rağmen kazanma hırsı hakimse kişilerde ya da ekonomi ekseninde orada vicdan yoktur.
Makulla yetinmek, ölçüsü kadar fiyat belirlemek bir ahlaki telakkidir.
Bir yazar arkadaşımız çaşır, çiriş ve eşgının dolara göre fiyatlandırılmasını yazmış, dağdan tohum ekilmeden üreyen bu ürünlerin dolar artışıyla ne alakası olduğunu sorgulamış, fiyat artışındaki astronomik boyutun izah edilemeyeceğini vurgulamıştı.
Gerçekten öyle.
‘İslam’da narh yoktur’ diye İslam iktisadına konan prensip herhalde, iyi niyetle söyleyelim, herhalde yanlış anlaşılmış olmalı ki, artışlarda bir ölçü yok.
Tabiri yerindeyse, herkes kafasına göre fiyat koyuyor.
Kasaptan markete bu böyle.
Hele meyve ve sebze de.
Hele inşaatta..
Hele ulaşımda.
Zorunlu tüketim olduğu için hep gıdayı önde tutuyoruz.
Ekmeği, suyu, peyniri, domatesi..
Konut fiyatlarına, ev kiralarına bakın.
Erzurum’da konut fiyatları neredeyse 1 milyondan başlıyor.
Kiralar ağza alınmayacak kadar astronomik.
Bu evleri kim, hangi kazançla alır bilmeyiz.
Hele memurun, işçinin, dar gelirlinin alması imkansız.
Ama neredeyse yeni yapılıp da satılmayan ev yok gibi.
Şehrin imkanları, ticareti, ekonomisi belli.
Ama durum bu.
Mesele fiyatları kimin belirlediği.
Ancak net ve çok net bir gerçek var: ‘Fiyatları vicdanlar belirlemiyor’