Erzurum Gazetesi Arşiv
Siyaha da Hayır!
Renksizliğe hayır, ama siyaha da.Çünkü siyah çaresizliktir, siyah umutsuzluktur, siyah karamsarlıktır.Zihninde ve gözlerinde bozukluk olmayanlar renklerle düşünür genellikle.Her rengin çağrışımı ayrıdır, her rengin empoze ettiği kavramlar, olaylar başka başkadır.Renklerle düşünürüz çoğu kez.
Mevsimlerimiz renklidir.Baharı yeşil, kışı beyaz, sonbaharı sarı, yazı ise renk çeşitlemesiyle hatırlarız.Hayatımız da böyledir.Her doğum pembe, her ölüm karadır.İşlerimizin iyi gittiği dönemlerde siyaha sırt döneriz, ters gittiğinde ise gönlümüz de talihimiz de kararmıştır.İnançlarımız da rengarenktir.Günah siyah, sevap beyazdır.Cennet yeşil, cehennem kızıldır.Mezar başlarına yeşil renkli ağaçların dikilmesi, gidilecek yerin adresini göstermek içindir.Hayallerimiz ve beklentilerimiz de renklidir.
Evliliğinde mutluluk umut eden genç kızların yeşil bahçeli, pembe panjurlu evde yaşamayı düşlemeleri bu yüzdendir.Mesleklerimiz de renkleriyle tanınmaz mı?Doktor beyazdır, polis, asker haki renkli, itfaiyeci kırmızı.Bürokratlar beyaz, işçiler mavi yakalıdır.Şehirleri bile renklerle düşünürüz bilmeden.
Bursa, Konya, Rize yeşili hatırlatır nedense; İstanbul kırmızıyı Ankara maviyi, Erzurum beyazı, Diyarbakır sarıyı...Renksiz köyümüz kasabamız yoktur.Siyah ve kızılı tedayi ettiren de.Ülkeleri de renklerle belletmişizdir zihnimize.Rusya kızıl, Almanya kırmızı, Hollanda turuncu, Arjantin mavi, Arabistan yeşil, ABD ise renksizdir.Bu kavrayış pasaportlarımızı da renklendirir; yeşillendirir, kırmızılaştırır.Ölüm siyah, kan kırmızıdır, cinayetin rengi de.Barış beyaz, harp de kırmızıdır.
O sebeple olacak kırmızı bültenle aranır suçlular.Günahkar yüzlerin morarmasını belki de bu sebeple bekler dururuz.Herşeyin renkle değerlendirilmesinden medya da nasibini almıştır.Suya sabuna dokunmayan, günübirlik yayın politikası izleyenler, geleni övüp gidene sövenler renksiz; herhangi bir ekonomik yahut siyasi tercihe yönelenler ise renkli kabul edilir."Siyah beyaz baskı ciddiyeti, renkli yayın ise gürültü ve şamatayı getirdi" diyenlerin ayrımı da renge göredir.Renklerle içiçe yaşayan insanların siyasi tercihleri de renklidir.Haliyle siyaset de.
Kapitalizm ve liberalizm renksiz, komünizm kızıl, totalitarizm kırmızı, teokrasi ise yeşildir.Lacivert yetkiyi ve ihtirası, beyaz temizliği ifade eder.Ciddiyet ise alışıldığı üzere siyahla remzedilmiştir.
Siyasilerimizin bu üç renkte ısrarı da bu kabilden olsa gerektir.Renklerle giyimini, düşüncesini ve hayat felsefesini tebarüz ettiren siyasetçilerin idare şekilleri, yöntemleri ve toplumun beklentilerine verdikleri cevaplar da renklidir.Kimisi hep siyah ve beyaza takılır, kimisi yeşile, kimisi ala.Kimileri rengarenk, kimileri pespembe, kimileri de renksizdir.Verdikleri mesajlar da öyledir.Gerilim politikalarına sığınanların ilettikleri kızıl ve mor antentlidir, hedef gösterenlerin ise beyaz.
Cemiyetin beklentilerini iyi etüd edenler, geçmişteki hataların gelecektekilere fatura edilmemesini isteyenler, beyaz sayfa açma yanlısıdırlar hep; diğerlerinin işi de açılan beyaz sayfaları karalamak.Yolsuzlukların kovuşturulduğu, menfur cinayetlerin işlendiği ve ekonomik sıkıntıların gündemde olduğu şu günlerde, beyaz sayfa açanlarla atıyor yürekler.
Kendine ait tarihin renklerini tercih edenlere yöneliyor sevgiler.Ne ki; hep siyah ve beyazın takdimi rahatsız edyor insanlarımızı. Yalan vaatlerden değil; ama pembe geleceklerden de bahsedilsin isteniyor.Yani renksizliğe hayır, ama siyaha da....
İbrahim AYDEMİR/ 01/08/2001