Emanet ehli bir sima: Ersan Gemalmaz

O Şehr-i emin’di.
Emanet ehliydi.
Erzurum’u halk bir dönem, büyük bir ekseriyetle ona teslim etmişti.
Emanetine hıyanet etmedi.
Döneminde fiziki olarak Büyükşehir büyük atılımlar gerçekleştirmedi belki..
Ama, onun görev diliminde gerek Büyükşehir belediyesi ve gerekse Erzurum adına önemli mesafeler katedildi.
Belediyenin kapısı her siyasi düşünceden insana açıldı.Belli bir siyasi partinin, belediyeye hakim siyasi iradenin temsilcilerinin değil Erzurum’un, Erzurumlunun hakkı arandı.Kul hakkının çiğnememek, vatandaşın emrinde olmak konseptleri onun döneminde geliştirilerek belediyeciliğe esas kılındı.
Erzurumluluğu tartışılmaz olan Sevgili Ersan Gemalmaz, temsil ettiği kentin adına ve yaşayanlarına halel gelmemesi için yoğun gayret sarfetti.
Belediye dedikodulara kapandı.
Herkes ama herkes Ersan Gemalmaz’ın döneminde belediyeden “emin oldu” ki, bu Erzurum’da belediyecilik adına açılmış beyaz bir sayfa oldu.
Ve beklide daha önce açılmış beyaz sayfalara bir yenisini ekledi Gemalmaz Hoca.
Yüksek perdeden tevazu sahibiydi.
Karıncayı dahi incitmeyecek meşrebi, belki yöneticilik döneminde çiğ zihniyetlilerce istismar edildi, ne ki ve şükürler ki 24 ayar bir Erzurumluluğu olan Gemalmaz hiçbir karalamanın, iftiranın ve töhmetin muhatabı olmadı.
Söylediğini yaşayanlardandı.
Mütedeyyindi ama herkese derin bir saygı besler, makamına gelenlere halkın hizmetinde olduğunu hissettirirdi.
Erzurum’a has nezaketi yaşam biçimi edinmişti..
O bir Erzurum kibar’ıydı…
Her türlü çirkinliğe, çirkefe ruhunu, dimağını kapamıştı.
Belediye fiziken büyük işler yapmıyordu, ama başında gerçekten müstesna büyüklükte ve ak kelimesinin karşılayacağı ölçütte büyük bir başkanı vardı.
Emrindekileri incitmemek gibi, Türk- İslam idare kültürünün esaslarından birini asla terk etmedi.
Burada Gemalmaz ailesine değinmek de yarar var.
Osmanlının akıncı ailelerinden birisidir Gemalmazlar.
Devleti ebedi müddet için aile uzun yıllar Suriye’de konuşlanmış.Daha sonra Erzurum’u yurt edinmişler.
Bu yüzden bu ailenin fertlerinde “İstanbul Beyefendiliği” diye tarif edilen yüksek alicenaplık tabi bir duruş halindedir.
Sözleri ve hareketleriyle, Türk İslam terbiyesini temsil etmişlerdir.
Mevlevi duruşu onların meşrebi olmuştur ki, Ersan Gemalmaz’ın çelebi dadaşlığı bu yüzdendir.
Kimseyi yüzüne meth etmez, ama övgüye layık olanları daima koruyan b.ir anlayışı vardı Ersan Hoca’nın.
Dadaş vakarı içinde davranır, her sözünü dikkatlice sarfederdi.
Bugün dolaşın Erzurum sokaklarını..
Bu mübarek kentin ikliminden nasiplenmiş hemen herkesin, Ersan Gemalmaz’dan derin bir saygıyla bahsettiğini göreceksiniz.
Elhak layıktır.
Ve layıktır..