Bir hazineden bahsedeceğiz...
Öyle ki...
Bölüşüldükçe artan bir hazine...
Kim ki bu hazineye sahip olur; girdiği yeri aydınlatır...
Adeta güneş gibidir...
Efendimizin öğütü var...
Çin'de olsa arayın diyor ya...
Bilgi...
İlim...
Bir vesile paylaşmıştık ve dünya var olduğundan bu yana değişmez 3 gücü kayda geçmiştik...
Bilgi, Altın, Kılıç...
Üçü bir ada muhteşem bir sonuç çıkarıyor...
Üçünü ayrı ayrı ele aldığınızda ise, tek başına sadece Bilgi işe yarıyor...
Öylesine muhkem, öylesine vazgeçilmez...
Bilgi, künhüne inmek, bütünüyle vakıf olmayı ifade eder...
Bu yüzden de, Nietszche, "Bazı şeyleri yarım bileceğine, bir şey bilme, daha iyi" demiş...
Samuel Johnson'da sırf bu sebepten olsa gerek, "Bilgi, iki çeşittir; bir konuyu bilmek, o konuyu nereden öğreneceğini bilmek." diyor...
Dünyada en zor olan şeyin ise, insanın kendisini bilmesi olduğunu bir çok bilgin dile getirmiş....
"Men arefe nefsehu fekad arefe rabbehu"
Nefsini bilen Rabbini bilir hakikati...
Bilginin hası, kaynağı...
Elbet bir insan her şeyi bilemez..
Fakat, büyük Bilge Konfüçyüs'ün altını çizdiği "insan bildiği şeyi bildiğini ve bilmediği şeyi bilmediğini bilmelidir, gerçek bilgi budur" gerçeğini bilmek gerek...
Konuya ilişkin Konfüçyüs'ün çok öğretici tespitleri var...
Aktaralım:
"Atalarınıza saygı gösterin, ana babanıza sevgi gösterin, ödevlerinizi baba çocuk ilişkisine kıyaslayarak belirleyin (çırak usta, karı koca, uyruk prens vb.), insanlarla iyi geçinin, sadık bir dost olun, kötülüğe iyilikle karşılık verin, insanları sevin, size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmayın.
Kendisine, nasıl dua edileceğini soran birine şöyle demektedir:
Benim duam, yaşamımdır. Ona göre insanın amacı, iyi ve uzun yaşamak olmalıdır. Bunun içinse erdem (fazilet) gereklidir.
Erdem, bir bilgi işidir. Erdemsizlikler bilgisizliklerden doğar. Her insan, görevini, gerektiği gibi ve eksiksiz olarak yapmalı:
"Kralsanız kral olun, uyruksanız uyruk olun, kocaysanız koca olun, karıysanız karı olun, çocuksanız çocuk olun".
Ölümden sonra ne olacağını soranlara da "sen daha yaşamın ne olduğunu bilmiyorsun, ölümden sonrasını nasıl bilebilirsin?" dermiş. Ona göre ölümden sonrası kesinlikle bilinmemelidir. Çünkü insanlar ölümden sonra yaşanmadığını bilirlerse ölülere saygı göstermezler, ölümden sonra yaşandığını bilirlerse sevdikleri ölülere kavuşmak için canlarına kıyarlar. En iyisi, hiçbir şey bilmeden yaşamak ve katlanmak."
Bilgi üzerine söylenmiş güzel sözlerden birisi de Mevlana'ya ait...
"Soru da bilgiden doğar, cevap da" diyor...
Ve Cami, "Bilgiden başka bir güce heves etme" tembihatında bulunuyor!
Konuya en kestirme netliği ise, " Her bildiğini söyleme, fakat her söylediğini bil" cümlesi kazandırıyor...
Son söz:
Bilge eşittir: "nefsini bilen..."