Şeffaf adam olmak ne büyük nimettir; ihsandır…
Sırf bu sebepten dolayı saatlerce şükür secdesi yapılsa yetmez!
Hayatını, hile, desise, nemime üzerine inşa etmişlere bir bakın lütfen…
Yahut, sabahtan akşama, akşamdan sabaha başkaları için tuzaklar hazırlayanlara!
Felah bulanı gördüm diyen yalan söylemiş olur…
İstisnası olmaksınız hepsi ama hepsi bir müddet sonra perişan oluyorlar…
Neden böyle bir giriş yaptım…
Cem Uzan’ın Hanefi Avcı’ya gönderdiği mektubu okuduğum için…
Mektubun ayrıntısı okurlarımı ilgilendirmiyor.
Özetle, Uzan efendi, Avcı’nın kaleme aldığı meşhur kitabında kendisi ve ailesi hakkında yazdıklarını belgeleyerek yalanlıyor; “seni bize karşı kim kullandı?” diye sual tevcih ediyor…
***
Cem Uzan’ı bilmeyen yok!
Dessas’ın başı, iblisin yoldaşı bir adam…
Hayatı kumpaslarla tezyin edilmiş ve nihayetinde hak ettiği hale düşmüş zat!
Hep söyledim; söylemeye devam edeceğim ki, bölücü terörü azdıran, bölücü hainlere cesaret veren yayınların banisi, babasıdır!
STAR TV!
Kırmızı Koltuk…
Ahmet Altan, Neşe Düzel…
Kan donduran programlar ve Türk askerine atılan çamurlar, iğrenç iftiralar; hainleri göklere çıkaran yayınlar…
Cem Uzan’ın televizyon kanalıyla yapıldı…
Haa, bir de ortağı vardı; “Ahmet Özal!
İkisi de dünyada cehennemi yaşıyorlar; İlahi adalet!
“Türkler dualı bir milletir” tespitini teyid eden haller…
***
Gelelim, Hanefi Avcı’ya…
Susurluk sonrası masum vatan evlatlarına attığı iftiralar; başlattığı cadı avlarıyla tanıdık…
Gösterdiği çehre, milli ve yerliydi…
Oysa, mask kullanıyordu.
Sırf milleti ayrıştırmak için…
Onu da, imtihan salonunda izliyoruz şimdi…
Halden hale çeviren yüksek, “tek irade” ne hale getirdi!
Marksistlerle işbirliğinden mahkum!
Gelde büyük dava adamı Atsız atayı rahmetle yadetme…
“Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur” diyor…
Ezbere söylememiş…
Tarihi vetireyi irdeleyen herkes bu şaşmaz hakikatle karşılaşır…
Zira, Allah “askerim” diye nitelediğinin “ahh”ını asla yerde bırakmaz.
***
Son bir not düşeyim:
Zafer Çağlayan; eski ekonomi bakanı…
Bir eli yağda bir eli balda bir adam.
Ömrü böyle geçmiş; başkentte senelerce Sanayi Odası Başkanlığı yapmış…
İşgüzarlık yaptı; nankörce bir ifade kullandı…
“Kürt olduğumu söylemeye korkuyordum” diyerek…
Sonuç ortada…
Atsız’a milyon kere milyon rahmet!