MENÜ
Erzurum
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Âşık Yaşar Reyhanî Unutuldu mu?
İsmail Bingöl
YAZARLAR
11 Aralık 2013 Çarşamba

Âşık Yaşar Reyhanî Unutuldu mu?

Son devir âşık edebiyatının önemli isimlerinden Âşık Yaşar Reyhanî’nin adını duyduğumda çocuktum. Plaklara okuduğu deyişlerde Anadolu insanının hissediş ve duyuşlarını dile getiriyor; söze, sese ve saza meftun insanımızın yüreğinde adeta bir fırtına gibi esiyordu. Bir çığlık gibi düştüğü yaralı sinelerin dünyasında, ağlayışlara, sızlayışlara sebep oluyor; sevdalıları, hasretle yanmışları, gün görmemişleri,  sıladan ayrılmışları, dalga dalga yükselen sesi ve birbirinden farklı nağmeleriyle inim inim inletiyordu. Elinde sazı, dilinde sözü ve yüreğinde sevdasıyla diyar diyar dolaşıyor; gördüğünü, duyduğunu, anladığını, kavradığını kendince mısralara döküyordu. Eserlerini, hissiyatlarının ifade aracı kılınanlar, ilden ile, yöreden yöreye taşıyor ve Reyhani mahlası, silinmez şekilde zihinlere kazınıyordu.

Bu arada ülkemiz, “büyük göç zamanları”nın etkisi altına girmiş ve yeni değişimlerin, yeni yerleşimlerin, büyük dönüşümlerin sancısını duymaya başlamıştı. Ellili, altmışlı yıllara gelinceye kadar nüfus artış hızları, yer değiştirme hareketleri belli bir seviyede seyreden şehirlerimiz; bundan sonraki zamanda, artık ”dağınık ve düzensiz” bir şekilde büyüyor; göç edenler, köy ve şehir kültürü arasında bocalıyor, sıkışıyor ve bu durum, yüzyıllardır belli bir denge içinde devam edip giden geleneksel kültürümüzü farklılaştırıyordu.

İşte, “Toplumdaki bu ‘çok yönlü ve hızlı değişim’, geleneksel kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olan âşıklığın da çok köklü değişikliklere uğramasına sebep oldu. Ortaya çıkan bu yeni durumda, göç edenlerle birlikte şehirlere taşınan âşık da, artık orada yaşamaya çalışan ya da yaşamaya alışmak zorunda olanların acılarını, sevinç ve mutluluklarını, özlemlerini şiirine konu yaptı.” (Ahmet Özdemir, Halk Şiirinden Seçmeler, Bordo Siyah Yayınları, İstanbul 2006, s.27)

Reyhanî, halkın sesine kulak verip, onun yanında yer alan, ona zulmedeni yeren, taşlayan, iğneleyen, uyaran biridir. Onun en güzel yanı gerçekçi olması, gelene ağam, gidene paşam dememesidir. Eleştiri oklarını sazının yayıyla atmasını bilendir. Reyhanî bu yönüyle çoğu âşıktan farklı olduğunu, şiirlerinde birçok kere ortaya koymuştur.

"Sırtımıza yüklediler sitemi / O gün bugün yorulmadan yürüdük" diyen âşığın söyledikleri, yeri gelince de birer gülle gibi düşüyordu haktan nasibi olmayanların bağrına... Hesapsız yiyen, her şeye benim diyen, bu dünyayı kendinin bilen namertlere, sözün gücüyle karşı koyan âşığın, son konuşmamızda söylediğine göre, hiç kimsenin görmediği, kitaplara geçmemiş yüz elliye yakın hiciv şiiri vardı. Tahammül sınırlarını aşacağından olsa gerek, ortaya çıkarmıyordu herhalde... Ortaya çıkardıklarından birinde ise söyle sesleniyordu:

"Kellesinden korkan varsa /   Siyasete karışmasın

  Zararından korkan varsa /   Ticarete karışmasın

 

Menzil alır doğru giden /   Arif olur ilim güden

  İmanından şüphe eden /   İbadete karışmasın

  (...)

  Reyhani der hey huysuzlar /  Haksızlar helvayı tuzlar

  İkilikçi namuzsuzlar       /   Memlekete karışmasın."

 Sözün baş olduğu meydanı, söylediği şiirlerle adeta birbirine kattı. Sesi boşlukta dalga dalga yankılanırken, bu alanda "üstâd" mertebesine eriştiğini bir kere daha ortaya koymuştu. Şeref Taşlıova’nın deyimiyle; “Reyhani bir yerli kaya”ydı. Kolay kolay yerinden sökülemeyecek, esen yellerin parça koparamayacağı, duruşu, oturuşuyla ve söyleyişiyle bu yolda kendince yer edinmiş, iz bırakmış bir yerli kaya… Halkının diliyle söyleyen, halkının ne düşündüğünü bilen, halkının duygularıyla haykırıp coşan ve halkının dertlerini, acılarını dillendiren… Böyle olmasaydı; halkının yüreğinde, gönlünde bu derece etki bırakabilir miydi?

 “Lisan dili susan, vücut dili konuşamaz hâle dönüşen; ama sanat, edebiyat dili hiç susmayacak, ebediyen yaşayacak” ve zaman içerisinde değeri daha iyi anlaşılıp, gönüllerdeki yeri daha da pekişecek olan, ismi yurt dışında bir kültür merkezine (Hollanda), yurt içinde, Bursa’da ve Erzurum’da iki parka, yine Erzurum’da bir ilköğretim okuluna, TRT ERZURUM MÜDÜRLÜĞÜ’NDEKİ televizyon stüdyosuna verilen Reyhani, âşık edebiyatında bıraktığı iz sebebiyle unutulmayacaktır. Daha kapsamlı programlarla anılması, yaptıklarının yeni nesillere tanıtılması elbette gerekir. Ancak bu çapta etkinlikler yapılmasa da, onun adı yerlisi olduğu bu şehirde her zaman anılacak, belli vesilelerle dile getirilecektir.

Nitekim bu yıl da; TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ ERZURUM ŞUBESİNCE  ölüm gününde (10.12.2006) olmasa bile, 07.12.2013 tarihinde Prof.Dr.Dilaver Düzgün tarafından çoğu üniversite öğrencisi olan davetlilere anlatılmış, tanıyanların hatıraları eşliğinde bir kez daha yad edilmiştir. Ayrıca ERVAK BAŞKANI Erdal Güzel; yayınladığı mesajda,"Sümmani'nin bir kenarı, Emrah'taki aşkın narı, İbrahim Hakkı'nın torunu, Türk halk ozanlığı geleneğinin büyük ustası, ahraz dillerin tercümanı, yangın yüreklerin sesi, susmuş mahzun dillerin feryadı, dadaşın isyan ruhu,” diyerek tarif ettiği Âşık Yaşar Reyhani'nin  unutulmaması gerektiğine dikkat çekmiştir.

Son cümlemizi, bu yapılanların yeterli olmadığını, ülkemizde daha çok yetiştirdiği insanlarla (günümüzde bu konuda her ne kadar eskinin çok gerisindeysek de) tanınan bu memleketin, değerlerine daha çok sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak bitirelim.

 

 

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ejder tepesi
 17 Aralık 2013 Salı 09:29
Sizin bizi bilip bilmemeniz hiç önemli değil.Biz insafsız cümleler kullanmayız. Milletten de kesinlikle uzak değiliz.Bizzat bu aziz Milletin içerisindeyiz.***O dediğiniz radyo programlarını, yerel radyolar da hatta ve hatta, Erzurum dışındaki yerel birçok radyolar da yaptılar. TRT'de radyosu zaten arşivinee göre bu tür programları hep yapıyor.Sağ olsun bizim, Milletimizin TRT'si.Yıllarca bu aziz Türk Milleti'nin kültür ve medeniyetine çok büyük hizmetler yaptı. Bunu kimse unutamaz ve göz ardı edemez.Edenler de nankördür.Biz istedik ki siz TRT'desiniz, mükemmel bir görsel olarak merhum Aşık Reyhani programı için ön ayak olursunuz bizler de bundan mutluluk duyarız.Bu yorumu size bunun için yazdık.Bizim dediğimizi siz anlayamamışsınız.Biz TRT'nin televizyonunda çok geniş kapsamlı bir rahmetli " Aşık Reyhani" programı yapılmalıydı dedik.Hem de en az bir saatlik bir program. Biz bunu istiyorduk.Ama siz bunu anlayamadınız.***Sonra siz belki bir kere böyle bir yazı yazdınız.Biz hizmet yıllarımızda, öğrencilerimize nice Aşık Reyhani programları yaptırdık.Bizim helallik isteyecek bir durumumuz olmadı.Belki bu yorum sizin için bir uyarı olur da bundan böyle,bu tür ço güzel görsel programlar yapılması için çabalar ve çırpınırsınız. Unutmayınız ki "Gül sunan bir elde daima, bir miktar gül kokusu kalır". Hz. Muhammed ( SAV. )
 Ejder Tepesine
 16 Aralık 2013 Pazartesi 19:05
Kim olduğunu bilmiyorum, ama bilmem gereken bir kişi olmadığın yazdıklarından okunuyor. Çünkü bu kadar insafsız cümleleri, ancak senin gibi kendini ejder tepesinde zannedip, milletten uzak yaşayanlar yazar. Aslında bu cümleleri yazmak bile doğru değil. Zira radyoyu dinleseydin ne demek istediğimi anlardın.Yıllardır bu şehrin caddesini, sokağını, insanı yazan birine yazdıklarından dolayı helallik istemen gerektiği bilmem aklına geliyor mu?
 Desteksiz
 13 Aralık 2013 Cuma 22:22
Sn Bingöl iyikide gündeme getiriyor anlamadan bilmeden yazıyorsun sn Bingöl kadar Erzurum'un değerlerini yazan kaç kişi var biraz insaflı olun
 ejder tepesi
 11 Aralık 2013 Çarşamba 09:45
Beyefendi,merhum Yaşar Reyhani, Erzurum'da anılması gerektiği kadarıyla anılmıştır. Peki siz TRT'de olduğunuz halde, neden TRT nezdinde girişimlerde bulunup da TRT'de anılmasına yardımcı olmadınız? Sadece atın, tutun. Asıl çok geniş kitlelere duyurması gereken TRT, uyusun, hiç sesi,sedası çıkmasın.Asıl bu işi yapacak olan sizsiniz, ama sizin de sesiniz, soluğunuz çıkmıyor. Sonra da taşlama,hiciz bol,atınız attığınız kadar.Unutmayınız ki"Camdan evde oturanlar, başkalarına taş atmamalıdırlar". Bu, iğne, çuvaldız işi gibidir.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi