Bu defa insanlara en hakkıyla dağıtılan şeyden bahsedeceğiz…
Akıl’dan…
Bizim değil, Montaigne’nin tespiti…
“İnsanlara en adil şekilde dağıtılan nimet akıldır. Çünkü hiç kimse aklından şikayetçi değildir” diyor…
Bunun bizdeki versiyonu ise…
“Her şeye nazar değer de, akla değmez” halidir…
Çoğu kere zekâ ile karıştırılır…
Halbuki ikisi çok farklı şeyler…
Beynin algılama kapasitesine zeka…
Algıladıklarımızın ışığında bilinmez olanı bulmaya çalışan yargılayıcı yaklaşıma da akıl deniyor…
Daha basit anlatımıyla, iyi ile kötüyü ayırma yeteneği…
Bunun için de, herkes aklını beğenir…
Satar da satar…
Şeyh Sadi ne diyor…
“Akıl yeryüzünden kalksa bile, hiç kimse akılsız olduğunu kabul etmez.”
Durum bu olsa da…
Gerçek olan şey, aklını kullananlar kadar kullanmayanların da varlığı…
Bunun için yığınla pendname vardır…
Birisi de Beydeba’ya aittir…
O, “Akıllı bir kimse, düşmanından da akıl öğrenmeyi ihmal etmez” nasihatinde bulunuyor…
Buna benzer bir öğreti de ecnebi bir düşünüre ait…
O da… “Akıllı bir kimse, kazandığı paranın birazını, aldığı nasihatın ise birçoğunu saklar.” diyor…
Buradan şu sonuç çıkıyor…
Akıllı olmak tek başına çok da önemli değil…
Önemli olanı aklın yerinde, zamanında kullanımı…
Peki bir insanın aklını kullanıp kullanmadığını nasıl anlarız…
Bunun birçok yolu var da…
En kestirme olanını Hz. Ömer söylemiş…
Diyor ki… “Bir adamın sorusundan, onun aklının derecesi anlaşılır.”
Tam da bu noktada akılsızlık bağlamında ironi yüklü bir güzel notu aktaralım…
Gothe’ye ait… Diyor ki; “Akılsızlar, hırsızların en zararlılarıdır. Zamanınızı ve neşenizi çalar.”
Dostluklar üzerine de aklın etkisi sorgulanmış…
Ve… Dostlukları aklın bağlamasının önemine vurgu yapılmış…
Aksi halde, ihdas olunan dostluğun kısa sürede çözüleceği ifade edilmiş…
Bu arada akıllı olmak iyi hoş, aklının kullanmak daha iyi daha hoş…
Lakin, insanın başına açtığı galiler de çok…
Husumet oklarını bir anda üzerinize çekerseniz maazalah…
Bunun için de ehli hal olanlar aman ha demişler…
“Başka insanlardan daha akıllı olun, ama sakın onlara bunu söylemeyin”
Yine… “başarılı olmak için akılsız görünmeli, ama akıllı olmalıyız.” diyenler de olmuş…
Yani… iyi ama; tehlikeli de…
Akıl merkezli yakarışlar da var…
Bunun en güzeli, en çarpıcı olanı bir ecnebi düşünüre ait…
Schiller şöyle niyazda bulunuyor sevdiği birisi için “akıl ve dirayetin ak saçlılarınki gibi, ama yüreğin mâsum çocukluk yüreği olsun”
Güzel değil mi?
Hem de çok…
Hepimiz için olsun bu dua…