2016 yılını geride bıraktık.
Türkiye boyutuyla, Bölge boyutuyla ve Erzurum boyutuyla koca bir yıl.
Kazandıklarımız mı fazla, kaybettiklerimiz mi çok?
Yitirdiklerimiz, kavuştuklarımız..
İnsan ömrü için çok önemli bir zaman dilimi..
Koskoca bir yıl..
Aslında..
Yılbaşı gecesinde yapmamız gereken buydu..
Kimlerin kalbini kazandık, kimlerin kalbini kırdık?
Bühtana, iftiraya, yalana ne denli bulaştık?
Kazancımızın ne kadarı helaldi?
Kaç yalanla kapattık bir yılı?
Kaç doğruyla kendimize çeki düzen verdik?
Nefsimizi öne geçirmek adına, kul hakkı aldık mı?
Hep ‘ben’e boğulmuş beynimizde, kaç kez ‘biz’ler dolaştı..?
Kaç musalla önünde, kaç Erzurumluyu uğurladık darı bekaya?
Kaç Erzurum’u…!
Kaç kez uğradık asri mezarlığa, ebedi durağımıza..
Ölümün soğukluğunu kaç kez hatırladık? Ya da hak divanına varmaya kaç kaldı, diye hesap yaptık mı hiç?
Belki en önemlisi..Belki..
Hakkı emretmek, yanlışı men etmek adına..
Emri maruf anil nehyi münker yaptık mı hiç?
Yani..
Kaç yanlış karşısında kaç kez kral çıplak diyebildik..
Yüreğimiz yetti mi..
Yoksa cebimizin endişesi hakk endişesinin önüne mi geçti?
Kimiz ömrün sabahında, kimimiz için ikindi vakti, kimimiz için ise yatsı..
İnandıklarımız için ne yaptık?
Kaç bin rekat namaz, birkaç aylık oruç, birkaç binlik zekatı kastetmiyoruz ki..
Bunlar görevimiz..
Muradımız, ne kadar doğru durduğumuzdur..
Ne kadar dürüst kaldığımızdır..
Ne kadar temiz baktığımızdır..
Şah ile kölenin, zengin ile fakirin bir tutulacağı gün adına..
Zulmün duracağı, nefis hesapları yapanların heba olacağı gün adına..
Önce ben ve sonra ben diyenlerin helak olacağı gün adına..
İlahi tarifle, Tekvir suresinin kaydıyla..
‘Güneş katlanıp dürüldüğü zaman.
Yıldızlar kararıp döküldüğü zaman.
Dağlar yürütüldüğü zaman.
Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman.
Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman.
Denizler kaynatıldığı zaman.
Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiği zaman.
Diri diri toprağa gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman.
Hangi günahtan ötürü öldürüldüğü.
Amel defterleri açıldığı zaman.
Gök yerinden koparıldığı zaman.
Cehennem alevlendirildiği zaman.
Cennet yaklaştırıldığı zaman.
Kişi önceden ne hazırladığını bilecektir.’
Aslında insan için ölüm ağırdır ve zordur amma..
Nefsi hep hakir görülmüş, aşağılanmış, dışlanmış insanlar için..
Doğruyu söylemesi engellenmiş insanlar için..
Ölüm, yani hak divanı bir özlemdir..
Allah var ne gam var diyenler için..
Veyl nefsine tapanlara..Veyl nefsini ilahlaştıranlara..Veyl hak divanını inkar edenlere..
Yılbaşı gecesinde tefekkür edeceğimiz tek mesele bu idi..
Selam nefsiyle hesaplaşanlara..
Selam nefsini hakka adayanlara..
Selam haktan korkanlara..
365 gününü, 365 kerre hesaba tutanlara selam..
Gerisi boştur emin olun..
Gerisi boş..
Unutmayacağım bir gerçeği ne güzel seslendirmiş bir düşünce adamı..
‘Dünya bir gündür’ demiş ve eklemiş, ‘O da bu gündür..’
2016 ile 365 günümüzü kaybettik aslında..
Bari bugünü kaybetmeyelim..
Hak endişesi daim, kul hakkı korkusu hakim olsun nefsimize..
Gerisi mi..
Dedik ya..
Allah var, ne gam var..!