Bitlis’in Ahlat ilçesinde bulunan dünyanın en büyük Türk İslam mezarlığı olma özelliğini taşıyan Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda yürütülen kazı ve restorasyon çalışmalarında 41 yeni mezar gün yüzüne çıkarıldı.
Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ve mali desteğiyle Van YYÜ Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarında 18’i çocuk mezarı olmak üzere 41 yeni mezar gün yüzüne çıkarıldı. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan ve üzerindeki yazı ve şekillerle her biri sanat eseri özelliği taşıyan mezar taşlarının bulunduğu mezarlıkta; bu yıl da kazı, restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmaları sürecek. Rusların Ahlat-Tatvan karayolu olarak kullandığı ve büyük tahribata uğrayan alanda kazı ve restorasyon çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirten Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı ve Eski Ahlat Şehri Kazı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz, şu ana kadar yapılan çalışmalarda 41 yeni mezarın gün yüzüne çıktığını ifade etti. Kulaz, “Bu yıl temizlik çalışmasıyla başladık. 210 dönümlük arazide zaman zaman şahidelerin boyuna varabilen otların temizliğini yaparak, gelen ziyaretçilerin daha rahat görmelerini sağlamaya çalıştık. Bunun haricinde bu yıl detaylı olarak 1. Dünya Savaşı sırasında Rusların Ahlat-Tatvan karayolu olarak kullandığı ve büyük tahribata neden olan dere ıslah çalışması oluşturuyor. En büyük çalışmamız burada gerçekleşiyor. Biz burada yaklaşık 500 metre uzunluğunda olan ve müze girişinden Emir Bayındır Kümbeti girişine kadar olan bu alanda ıslah çalışması başlattık. 2022 çalışmaları içerisinde burada yaklaşık 11 dönümlük araziye müdahale ettik. Bu arazi içerisinde yüzey toprağı alındıktan sonra zemin düzeltmesi yapılıyor ve bu çalışmalar sonrası yeni mezar taşları da ortaya çıkıyor ki nitekim bu yıl yaklaşık 41 tane yeni mezar ortaya çıkarıldı. Bu çalışma esnasında ise şu ana kadar 96 mezarın restorasyonu gerçekleştirildi. Bunların içerisinde birkaç parça halinde kırıklar restore edilerek ayağa kaldırıldı. Zemin blokajı bozulmuş olan mezar taşlarına müdahale edildi ve parçaları kopan etrafa dağılan mezar taşları özgün haline getirilerek uzun ömürlü yapılmaya çalışıldı. Yeni ortaya çıkarılan mezarların yaklaşık 18 tanesi çocuk mezarı, bunların önemli bir kısmı süslemeleri ve kitabeleriyle nitelikli mezar taşlarıdır. Ancak toprak altından çıkarılan mezarların büyük bir kısmı şahideli, maalesef zaman içerisinde tahrip olarak şahideleri kırılarak önemli bir kısmının şahidesi kaybolmuştur. Şahidesi etrafa dağılan, toprak altında kalan mezarların şahidelerini zaten özgün bir şekilde konumlandırarak ayağa kaldırıyoruz ama kaybolan şahideler bulmak mümkün değil" dedi.
"YENİ BULUNTULAR VE MİMARİ YAPILAR DA ORTAYA ÇIKIYOR"
Kazı çalışmalarında akıt mezar ve zaviye gibi yeni buluntular ve mimari yapıların da ortaya çıktığını belirten Mehmet Kulaz, "Bu sene İnşallah Cumhurbaşkanımızın gelişine kadar dere ıslah çalışmasında önemli bir aşamaya varmış olacağız. Temel amacımız müze girişinden Emir Bayındır’a kadar olan bölümü yıkıntıdan ve döküntüden kurtararak, zemin düzenlemesi ve peyzajıyla daha çok ziyaret edilen bir yer haline dönüştürmeyi düşünüyoruz. Çalışmamız 3 aşamadan oluşuyor. Birinci aşama yüzey toprağının alınması ve toprak altındaki mezarların ortaya çıkartılması, ikinci aşamada ortaya çıkarılan ve bozulan mezarları restore ederek özgün hallerine kavuşturmak, üçüncü aşamada ise peyzaj düzenlemesi yaparak burayı bir cazibe merkezi haline getirmektir. Temel amacımız budur. Bir diğer nokta ise yüzey toprağı alınırken biz sadece mezarlara rastlamıyoruz. Çeşitli ufak tefek buluntular ve mimari yapılarda ortaya çıkıyor. Nitekim aşağı tarafta silindirik bir gövdeye sahip bir yapı var. Bu yapının da çizimleri, rölevesi ve planları çiziliyor. Kazı tam bittikten sonra işlevleri konusunda daha sağlam konuşma imkanımız olacak. Şu anki bilgilerle akıt mezar olduğunu düşünüyoruz. Ama dediğim gibi bütün veriler ortaya çıktıktan sonra daha net bir şey söyleme imkanımız olacak. Onun haricinde bir de zaviye olduğunu düşündüğümüz yapı kalıntıları var. Bu zaviye muhtemelen erken dönem. Çünkü sonraki dönemlerde üzerine çeşitli mezar yapıları, sandukalar, şahideli mezarlar yerleştirilmiş. Bu nedenle yapının tam olarak mahiyetini şu an kestiremiyoruz. İlerleyen aşamalarda bu yapıyla ilgili daha kesin bilgi söyleme şansımız olacaktır" şeklinde konuştu.